Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13467
Karar No: 2013/2933

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/13467 Esas 2013/2933 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/13467 E.  ,  2013/2933 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2008 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ....Köyü 103 ada 1 parsel sayılı 78 Hektar 0332.08 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğinde Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisine ait tarım alanı olduğu ve ormanla bir ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin fen bilirkişisi Haşim Kerimoğlu’nun 27/02/2009 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 543.51 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 7070.22 m2"lik bölümlerin tesbitinin iptali ile davacı adına; (B) harfi ile gösterilen 13363.29 m2"lik bölümün tesbit gibi orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/11/2010 gün ve 2010/13698 - 13876 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Orman Yönetimi ve Hazinenin temyizi taşınmazın kabul kararı verilen (A) ve (C) harfli bölümlerine yöneliktir.
    Dosyaya getirtilen tesbit tutanağından çekişmeli yerin 103 ada 1 parsel numaralı Devlet ormanı olarak Hazine adına tesbit edildiği, temyize konu davadan ayrı kadastro mahkemesinin 2008/2, 3 ve 4 Esas sayılı dava dosyalarında da kadastro tesbitine itiraz davası açılmış olması nedeniyle tutanağın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu davalardan biri hakkında verilecek olan hüküm diğerini de etkileyeceğinden birlikte görülüp sonuçlandırılması zorunludur. Bu sebeple H.U.M.K."nun 45 ve devamı maddeleri gereğince aralarında bağlantı bulunan bu davaların birleştirilerek esası hakkında bir hüküm kurulması gereklidir. Aynı nedenle davaya konu oldukları anlaşılan tüm çekişmeli yerler orijinal pafta fotokopisi üzerinde bir arada gösterilmemiştir, dolayısıyla bu yerlerin her birinin ayrı ayrı ya da bir arada 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklığı; yani orman sayılan yerlerden olup olmadıkları üzerinde durulmadığı gibi, davacı tarafından dayanılan tapu kaydı da ilk oluşumundan itibaren getirtilip uygulanmadığı, çekişmeli yere ait olup olmadığı üzerinde durulmadığı için, bu madde hükmüne uygun olup olmadığı tartışılmamıştır.
    Mahkemece yapılan uygulamaya göre, çekişmeli yerlerden (A) harfli bölüm, memleket haritası, amenajman planı ve memleket haritasında yeşil alanda kalmakta olup, bilirkişilerce meyvelik sembollerinin bulunduğundan söz edilmişse de, bu yer üzerinde meyvelik sembolleri görülememektedir. (C) bölümü de yeşil alandadır.
    Keşifte tarım uzmanı dinlenmiş, bilirkişi çekişmeli yerlerin ekonomik olarak kullanılmadığından söz etmiştir. Taşınmaz başında yerel bilirkişiler eliyle tapu uygulaması yapılmadığı gibi bu yere ait bir tapunun bulunmaması ya da dayanılan kaydın bu yere ait olmaması halinde, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi açısından zilyetlik tanığı dinlenmemiş, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamalar açısından da bir araştırma yapılmamıştır.

    Dava edilen (B) harfli taşınmaz bölümü hakkındaki dava reddedilerek tesbit gibi tesciline karar verildiği halde, bu büyük orman parselinin davaya konu edilmeyen bölümleri hakkında da sicil oluşturulmamıştır.
    O halde, mahkemece; H.U.M.K."nun 45 ve devamı maddeleri gereğince, bu parsele karşı açılmış bulunan tüm dava dosyaları tesbit edilip birleştirildikten sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; davacı tarafından dayanılan tapu ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte yerel bilirkişi eliyle uygulanıp fen elemanına keşfi izleme olanağı veren rapor ve krokinin düzenlettirilmesi, çekişmeli yere ait olup olmadığı belirlenerek çekişmeli yerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi hükmüne göre orman içi açıklığı niteliği taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi, kayıt bu yere ait değil ise ve orman içi açıklığı niteliği de taşımıyor ise, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiş, mahkemece bozma kararına uyulmuştur.
    Mahkemenin birleşen 2011/17 Esas sayılı dosyasında ise, davacı ... tarafından 103 ada 1 parsel sayılı orman parseline yönelik kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açılmış, Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin fen bilirkişisi Haşim Kerimoğlu’nun 23/12/2008 tarihli krokisinde gösterilen 7667.84 m2"lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 05/10/2010 gün ve 2010/11011-11741 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı, zaman aşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Taşınmaz başında yapılan keşifte yer alan orman bilirkişisi.... tarafından, çekişmeli yerin; üzerinde sıra halinde dikilmiş ve emekle yetiştirilmiş 20 - 30 yaşlı karakavak ve fındık ağaçları bulunan, 1969 basımlı memleket haritasında meyvelik sembollü yeşil alan içinde kalan bir yer olduğu, 1973 çekimli hava fotoğrafında ise açıklık ve çayırlık alan olup içinden araba yolu geçtiği, batı sınırındaki kervan yolunun da bu fotoğrafta açık biçimde görüldüğü açıklanmıştır. Ancak, tarım uzmanı ise, taşınmazın büyük kısmının ağaçlık olup, ağaçlar arasında ocakvari dikilmiş fındık ağaçları bulunduğunu, yol sınırına dikilmiş olan kavak ağaçlarının ekonomik özelliğini yitirdiğini, toprağının humuslu yapıda olduğunu, 20 - 30 yaşlı fındık ağaçlarına ait dip kütüklerinin bulunduğunu, bunların bakımsızlık nedeni ile ormanla bütünlük oluşturduğunu, dikilen fındık ağaçlarının 8 - 10 yaşlı olup ziraî üretimin yıllar önce yapıldığını ve keşif gününde bu özelliğini büyük oranda yitirdiğini, halen tarımsal yönden ekonomik olarak kullanılmadığını bildirmiştir.
    Görüldüğü üzere taşınmazın eylemli durumu ve ekonomik amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı yönünden bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır.
    Dairemizin iade kararı üzere alınan ek uzman orman bilirkişi raporunda, taşınmazın bulunduğu yer memleket haritası üzerinde tekrar gösterilmiş, bu yerde meyvelik sembolleri yanında iğne yapraklı ağaç (orman ağacı) sembollerinin de bulunduğu görülmüştür.
    Tarım uzmanından alınan ek rapor ise, yine evvelce kendisi tarafından düzenlenen raporla çelişkilidir. Birbiriyle ve kendi içinde çelişen raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin


    tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Dosya içeriğinden çekişmeli ... Köyü 103 ada 1 parsel numaralı Devlet ormanının, temyize konu davadan ayrı kadastro mahkemesinin pek çok dosyasında daha kadastro tesbitine itiraz davalarına konu olduğu anlaşılmaktadır. Bu davalardan biri hakkında verilecek olan hüküm diğerini de etkileyeceğinden birlikte görülüp sonuçlandırılması zorunludur. Kaldı ki; bu davaların bazıları hakkında kabul kararı verilmiş olması ve birleştirilmemeleri halinde davaya konu olup da retle sonuçlanan ya da davaya konu olmayan bölümlerin miktarının belirlenmesi ve sicil oluşturulması mümkün değildir. Dolayısıyla bu şekildeki bir kararın infazı da olası değildir. Açıklanan sebeple, H.U.M.K."nun 45 ve devamı maddeleri gereğince aralarında bağlantı bulunan bu davaların birleştirilerek esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemiş olmasının da doğru olmadığı ” na değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararları doğrultusunda dava dosyaları birleştirildikten sonra, Esas dava yönünden davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 103 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın mevcut kadastro tesbitinin iptali ile fen bilirkişisi Selim Dirik"in 11.05.2012 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 13363,29 m2"lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına, (A) harfi ile gösterilen 543,51 m², (C) harfi ile gösterilen 3278 m², (D) harfi ile gösterilen 2890,18 m², (E) harfi ile gösterilen 745,11 m² ve (G) harfi ile gösterilen 1186,50 m2"lik kısmın 103 ada 1 parselden tefriki ile davacı Murat oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline; birleşen 2011/17 Esas sayılı dosya yönünden davacı ... tarafından açılan davanın kabulüyle, 103 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın mevcut kadastro tesbitinin iptali ile fen bilirkişisi Selim Dirik"in 11.05.2012 tarihli raporuna ekli krokide (F) harfi ile gösterilen 6995,41 m2"lik kısmın davacı Kibar oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre orman kadastrosu yapılmıştır.
    Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, mahkemece uyulan bozma kararları gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece hüküm yerinde, çekişmeli taşınmazın kişiler adına tesciline karar verilen bölümleri dışında kalan taşınmaz bölümleri yönünden tesbit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken, sadece (B) harfiyle işaretli bölüm yönünden sicil oluşturulup diğer bölümler yönünden sicil oluşturulmamış olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının (A) bendi 2. paragrafında yer alan “fen bilirkişisi Selim Dirik"in 11.05.2012 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 13363,29 m2"lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesi kaldırılarak, (A) bendinin son paragrafı olarak, “ .... İlçesi, ... Köyü 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yukarıda kişiler adına tesciline karar verilen (A, C, D, E, G) harfiyle işaretli bölümlerin yüzölçümleri çıktıktan sonra geriye kalan bölümün tesbit gibi tapuya tesciline,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2013 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi