17. Hukuk Dairesi 2018/452 E. , 2020/4400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair hüküm davalılar ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Mobil İletişim Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, dava koşullarının oluşmadığını, haksız açılan dvanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar Dairemizin 15.03.2016 tarih 2014/10191 Esas ve 2016/3257 Karar sayılı ilamındaki gerekçelerle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece yine davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Mobil İletişim Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Mahkeme hükmü davalı ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekiline 06.04.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesinin, HUMK.nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 04.12.2017 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Anılan
davalı katılma yolu ile kararı temyiz ettiğini bildirmiş ise de HUMK’nun 433/2. maddesinde düzenlenen katılma yolu ile temyiz ancak karşı taraf temyizinde mümkün olduğundan, somut olayda karşı yan davacının temyizi bulunmayıp davalıların temyizi söz konusu olduğundan bu maddenin uygulama olanağı bulunmamasına göre ve süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına, ilk kararın yargılama giderleri yönünden davalı ... Mobilya İletişim Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmemiş olmasına göre davalı ... Mobilya İletişim Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava konusu 574 ada 581 parsel 7 nolu bağımsız bölüm ihalede satılmış ve satış bedelinden bir şey kalmamış olması nedeni ile bu taşınmaz yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği bozma ilamında belirtilmiş olmasına rağmen, kararın 1 nolu bendinde bu taşınmaz yönünden konusu kalmadığının belirtildiği halde 3 nolu bendinde kabul kararı verilmesi hüküm fıkrasında çelişki oluşturduğu gibi hükmün infaz kabiliyetini de imkansız hale getirmiştir.
4-Davalı ..."ın temiyzine gelince;
Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (md.141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK.md.27) gereğidir. Bu husus aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkı kapsamında da güvence altına alınmış haklardandır. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar.
Somut olayda, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin karar gerekçesinde, bu davalı hakkında davanın kabulünün hangi nedenle ile verildiğine ilişkin bir açıklama ve gerekçe bulunmamaktadır.
Verilen karar bu anlamda adil yargılanma hakkı ve usul yasasına uygun bulunmamaktadır.
Bu nedenle, anılan davalının savunmasında taşınmazı ihaleden aldığı belirtildiğinden, bu konuda da araştırma ve değerlendirme yapılarak İİK’nun 278-279 ve 280. maddelerine göre tasarrufun iptalini gerektirecek bir husus bulunup bulunmadığı yönünde kararın gerekçelendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Somut olayda, davalı ... taşınmazını 02.06.2015 tarihinde dava dışı ... isimli şahsa satmış olduğundan, davacı alacaklıdan davanın İİK’nun 282. maddesine göre bedele dönüşüp dönüştürmediği sorularak, bedele dönüşmemesi halinde bu şahsında davaya dahili sağlanarak, iptal koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi de isabetsiz olmuştur.
5-Kabule göre, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, hükmün 4. bendin de kabul edilen tasarruflar iptal edilmesine rağmen bu davalıların isimlerinin yer almaması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Tekn. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin, (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... Mobilya Yatak Tekstil Makine ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Mobil İletişim Tekn. San. ve Tic. A.Ş."ne geri verilmesine 07.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.