4. Hukuk Dairesi 2016/11796 E. , 2019/103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/06/2006 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise reddine dair verilen 29/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyanın incelenmesinde bir kısım davalılara yapılan gerekçeli karar ve davacı temyizine dair tabligatların usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
7201 sayılı Kanun"un 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği
adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun"a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
Dosya kapsamından; davalılardan ... vasisi ..."a, ... vasisi ..."a, ..., ... ve ..."ya mahkeme gerekçeli kararı ile davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin, ... vasisi ..."a, ..."a gerekçeli kararın, ... vasisi ..."na davacının temyiz başvuru dilekçesinin doğrudan mernis adresine gönderildiği, davalılardan ..."a davacı yanın temyiz dilekçesinin hiç tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca davalılardan ... vasisi sıfatıyla ... adına mahkeme gerekçeli kararı ile davacı yanın temyiz dilekçesinin doğrudan mernis adresine gönderildiği, adreste evrakın muhatap tarafından kabul edilmemesi nedeniyle tebliğ evrakının mahalle muhtarına bırakıldığı görülmekle birlikte, dosya arasında bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi ilamından davalı ... vasisinin ... olduğu, davalı hakkında vasi değişikliği yapıldı ise de ..."un davalı ..."a vasi olarak atandığına ilişkin mahkeme ilamının dosya arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, ... vasisi ..."a, ... vasisi ..."a, ..., ... ve ..."ya mahkeme gerekçeli kararı ile davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin, ... vasisi ..."a, ..."a gerekçeli kararın, ... vasisi ..."na davacının temyiz başvuru dilekçesinin, davalılardan ..."a davacı yanın temyiz dilekçesinin tebliğinin sağlanması için anılan davalıların tespit edilen mernis adreslerine, "mernis kaydını içermeyen" normal tebligat çıkarılması, tebligatın iade edilmesi halinde, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kayıt (mernis kaydı) düşülerek yeniden tebligat çıkarılması ve Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekir.
Yine davalılardan ... vasisinin tespit edilerek yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca gerekçeli kararın ve davacı yanın temyiz dilekçesinin davalı vasisine tebliğinin sağlanması gerekir.
Ayrıca, Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır.
Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ
memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 gün, 2004/12-765 esas, 2004/730 karar sayılı ilamında; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı belirtilmiştir.
Somut olayda; tebliğ mazbatasından, davalılardan ... vasisi ..."ın adreste bulunmama sebebinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca davalı ... vasisi ..."a gerekçeli kararın ve davacının temyiz başvuru dilekçesinin tebliğine ilişkin yapılan tebligat usulsüzdür. Davalı ... vasisi ..."a gerekçeli kararın ve davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin usulüne uygun tebliğinin sağlanması gerekir.
Açıklanan nedenle, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca anılan davalılar yönünden tebliğ işlemlerinin tamamlanması ve akabinde temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
2- Davaya konu olaya ilişkin .... 19. İcra Müdürlüğü"nün 2005/3174 ve 3175 esas sayılı takip dosyalarının dava dosya arasında olmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde anılan takip dosyalarının dosyaya alınması sağlanmalıdır.
SONUÇ: Dosyanın, yukarıda (1 ve 2) nolu bentte gösterilen nedenlerle ve yukarıda bildirilen şekilde işlem yapılmak üzere mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 16/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.