5. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1958 Karar No: 2019/1452 Karar Tarihi: 06.02.2019
Tefecilik sanıklardan Dursun hakkında bir kez - Hakkı hakkında dört kez - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/1958 Esas 2019/1452 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir tefecilik davasında, sanık Dursun hakkında beraat, Hakkı hakkında ise dört kez mahkumiyet kararı verildi. Ancak yapılan temyiz sonucunda, sanık Dursun hakkındaki beraat kararı bozuldu ve açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. Sanık Hakkı hakkındaki mahkumiyet kararları ise yerinde görülmeyen itirazlar sebebiyle onaylandı. Ancak, sanık Hakkı'nın zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiği kabul edilmedi ve ayrı suçlar oluşturduğu kabul edilerek hüküm kuruldu. Aynı zamanda, TCK'nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtildi. 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 26/01/2011 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği ve zamanaşımını kesen başkaca sebebin de bulunmadığı belirtildi. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK 66/1-e, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'ın 321. maddesi, 5271 sayılı CMK'ın 223
5. Ceza Dairesi 2017/1958 E. , 2019/1452 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik (sanıklardan Dursun hakkında bir kez, Hakkı hakkında dört kez) HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında dört kez mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Katılan Hazine vekilinin temyiz itirazının sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne, sanık ... müdafin temyiz itirazının ise mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede; 1-Sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Diğer sanık ..."nın eylemine iştirak ettiğine ilişkin delil bulunmadığından, sanık ..."a yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 26/01/2011 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği, zamanaşımını kesen başkaca sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 2-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanık ... hakkında suçtan zarar gören ..., ..., Seyfettin Bol ve ..."a yönelik değişik zamanlarda işlediği tefecilik eylemleri nedeniyle TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden, eylemlerinin ayrı suç oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kabule göre de; Tekerrüre esas alınan ilama konu suçun TCK"nın 184/1. maddesi kapsamında imar kirliliğine neden olma suçu olması ve 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa ilave edilen geçici 16. maddeye göre sanığın 31/10/2018 tarihine kadar başvurması ve madde kapsamında belirtilen şartları yerine getirmesi halinde 5237 sayılı TCK"nın 184/5. maddesinde belirtilen, 184/1. maddesinden mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar hükmünden yararlanma ve bu kapsamda tekerrür hükümlerinin uygulanmama ihtimali karşısında, sanığın tekerrüre esas alınan ilamı kapsamında bir değerlendirme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekliliği, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.