Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/3105 Karar No: 2017/1472 Karar Tarihi: 29.11.2017
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3105 Esas 2017/1472 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Vize Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından \"tapu iptali ve tescil\" davasında verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Ancak yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkeme önceki kararında direnmiştir. Hukuk Genel Kurulu, mahkemelerde hüküm sonucunun borç ve hakların sıralenmesiyle gösterilmesini ve hükmün duruşma tutanağına geçirilerek okunmasını zorunlu kılan kanun maddelerini hatırlatmıştır. Mahkeme kararında bu kurallara uygun bir hüküm fıkrası oluşturulmadığından ve direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu'nun inceleyebileceği teknik anlamda bir hüküm de bulunmadığından, kararın bozulmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise hükmün tefhimi için okunması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden, ona atıf yapılarak hüküm tesis edilemeyeceği ifade edilmiştir. (Kaynak: Mahkeme Kararı - Hukuk Genel Kurulu Kararı)
Hukuk Genel Kurulu 2017/3105 E. , 2017/1472 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Vize Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.10.2013 gün ve 2001/179 E. 2013/265 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2014 gün ve 2014/15562 E. 2014/15518 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü: Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2017 gün 1610-668 sayılı; 24.05.2017 gün 1265-1005 sayılı kararları). Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece " Mahkememizden verilen 22/10/2013 tarih ve 2001/179 Esas 2013/265 sayılı kararında DİRENİLMESİNE" denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar usule uygun karar değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 29.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.