MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davaın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerine ait... Köyü 314, 316, 321, 322 ve 328 sayılı parsellerin bulunduğu yerin 1997 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alındığını ileri sürerek sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece, 321 sayılı parsel yönünden vazgeçme nedeniyle; diğer 314, 316, 322 ve 328 sayılı parseller yönünden orman içi açıklık niteliğinde ve orman bütünlüğü içinde olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık süre içerisinde açılan orman tahdidine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden sonra 21/05/1997 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1955 yılında kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazlar her ne kadar eski tarihli resmî belgelerde açık renkli alanda görünüyorsa ve davacılar tarafından sonradan ağaçlandırıldığı iddia edilmekteyse de, genel arazi kadastrosu ile davacılara ait tapu kayıtlarının oluştuğu 1955 yılında dahi 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık konumunda oldukları, tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 28/e maddesinin 6. paragrafında "Devlet Ormanları gerçek veya tüzel kişlere o günkü mevzuata aykırı olarak intikal etmişse, bu durum tutanakta açıkça belirtilerek orman olarak sınırlandırılır, tapunun orman olarak sınırlandırılan kısımları hakkında Yönetmeliğin 32. maddesi uygulanır." hükmünün bulunduğu, 32. maddesinde ise, hukuken geçersiz hale gelen tapu kayıtlarının iptali için Orman Yönetimince derhal tapu iptali ve tescil davası açılacağının düzenlendiği, bu kanunî düzenlemeler karşısında 1997 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazların orman sınırı içine alınması işleminin doğru olduğu belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 19.03.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.