MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2009/162-2014/94

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.09.2005 gününde verilen dilekçe ile suya vaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M.. T.. vekili ve H.. Ç.., A.. Ç.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı vekili, .. parsel sayılı taşınmazdan çıkan kaynak suyunun, davalıların yakın mesafede yaptığı kazılar ve açtıkları kuyular nedeniyle azaldığını ve kuruduğunu belirterek davacının tapuda şerh edilmiş bulunan ortak kullanım hakkına dayalı suya vaki müdahalenin önlenmesi ile eski hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davacının da dava konusu suya 200 m mesafede yeni bir kazı yaptığını, etkileyen unsurun bu olduğunu, kendilerinin de tapuda eşit kullanım hakları bulunduğunu, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davalılar tarafından açılan su kaynakları kapatılsa bile dava konusu su kaynağının eski hale getirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 3. Dairesinin 26.02.2009 tarihli, 2009/1567 Esas 2009/2828 karar sayılı ilamıyla uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak davalıların kazısının kapatılması halinde davacının suyunun eski hale gelip gelmeyeceğini kesin, açık olarak saptanması, saptanan bu sonuca ve genel su ilkeleri gözetilerek davacının tapuda şerh edilmiş ortak kullanım hakkına göre gerekirse su rejimi kurmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü gerektiğine işaretle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalılara ait yeni açılan su kaynakları kapatılsa bile davacıya ait su kaynağının tekrar oluşamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ancak davacı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri vekalet ücretinden davalılar sorumlu tutulmuştur.
Hükmü, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık tapuda şerh edilmiş bulunan davacının ortak su kullanım hakkına elatmanın önlenmesine ilişkin olup davalıların kazdığı kuyu nedeniyle davacının su kullanma hakkının ihlal edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bozma ilamına uyularak 04.10.2013 tarihinde yeniden yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalıların açmış oldukları su kaynağının kapatılması halinde davacının ..sayılı parsel içerisindeki su kaynağının eski hale gelmeyeceği saptanmıştır. Bu durumda davacının .. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerinde şerh edilmiş bulunan ortak su kullanma hakkına göre davalının ..sayılı parsel içerisinde açılan 2 numaralı su kaynağı üzerinde su rejimi kurulmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü gerekirken bozma ilamına uyulduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, bozma nedenine göre bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.