20. Hukuk Dairesi 2012/10807 E. , 2013/2879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, .... Köyü, 218 ada 1, 220 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla, 1961,35 m²; 4139,49 m² ve 545,61 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden oldukları gerekçesiyle, tutanaklarının beyanlar hanesine 2/B madde ve 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsellerde kullanım şerhi verilmeksizin ham toprak niteliğiyle, 220 ada 1 parselde davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilerek, tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
Davacı vekili, dava konusu taşınmazları müvekkili kullandığı halde, 220 ada 1 parselde davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verildiğini, 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsellerde ise kullanıcı belirlemesi yapılmadığı iddialarıyla, her üç taşınmazın beyanlar hanesine müvekkili lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ...Köyü, 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın 02.12.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 1630,45 m² yüzölçümündeki bölümün beyanlar hanesine “Bu taşınmaz .... oğlu, 1944 doğumlu ...’nun zilyetliğindedir” şeklinde kullanım şerhi verilerek, aynı krokide (D) harfi ile gösterilen 2509,04 m² yüzölçümündeki bölümün beyanlar hanesine, “Bu taşınmaz Hüseyin ve Önel oğlu, 1975 doğumlu ...’in zilyetliğindedir” şeklinde kullanım şerhi verilerek her iki parselinde tarla niteliğiyle kadastro tesbiti gibi Hazine adına, 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağının nitelik hanesindeki “Ham toprak” nitelikli kadastro tesbitlerinin iptali ile taşınmazların eylemli orman niteliğiyle kadastro tesbiti gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm tüm davacı ve davalı gerçek kişi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22.06.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 25.06.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hâkim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, başka bir şeye karar veremez (HMK. madde 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re"sen bir davayı
inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK.md.24/l). Somut olayda, tutanağın beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açan davacı gerçek kişinin davası 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden reddedildiğine ve Hazine veya Orman Yönetimi tarafından taşınmazların eylemli orman olduğu iddiasıyla açılan bir dava da olmadığına göre, redde konu 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, H.M.K"nun 24 ve 26. maddelerine aykırı bir şekilde taşınmazların orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Yine, davacı gerçek kişinin 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı davanın kısmen reddine karar verildiğine göre, vekille temsil edilen davalı gerçek kişi yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücreti takdir edilmemesi de doğru değildir. Ancak, belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3 ve 4. bentleri hükümden tamamen çıkartılarak, yerine “Dava konusu, Muğla İli, Fethiye İlçesi, Zorlar Köyü, 218 ada 1 ve 220 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tescillerine” cümlesinin yazılması, yine hüküm fıkrasına son bent olarak "Davada kendisini vekille temsil ettiren davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 250,00- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...’e verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.