Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7275
Karar No: 2021/8269
Karar Tarihi: 15.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7275 Esas 2021/8269 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/7275 E.  ,  2021/8269 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara 22. İş Mahkemesi

    İş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı avukatınca temyiz edilmesi ve davalılar avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.06.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılar adına Av. ... ile davacı asil ... ve davacı asil ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulanan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I- İSTEM:
    Davacılar vekili asıl dava dosyasının dava dilekçesinde özetle müvekkillerinin desteği sigortalının 12.12.2012 tarihli iş kazası neticesinde vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan fiilen beraber yaşadığı eski eşi ... lehine 20.000 TL, çocuk ... lehine 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davacılar vekili birleşen dava dosyasının dava dilekçesinde sigortalının fiilen beraber yaşadığı eski eşi ... lehine 107.000 TL Maddi ve 100.000 TL Manevi tazminat ile çocuk ... lehine 100.000 TL Manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müteveffanın geçirmiş olduğu kazanın "dikkat yük asansörüdür insan binmesi yasaktır" uyarısına rağmen yük taşınacak asansöre binen müteveffanın tamamen kusurlu ve dikkatsiz davranışı ile meydana geldiğini, kendi kusuru ile kazaya açıkça sebebiyet verdiğini, davalı ... adına açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddini, davacı ..."ın müteveffa ile evlilik bağı bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatını talep edemeyeceğini beyan ederek haksız olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
    III- MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece “1-Davanın asıl davada ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine davacı ... için 20.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2- Davanın birleşen dosya yönünden kısmen kabulü ile davacı ... için 81.728,98TL destekten yoksun kalma tazminatının, 50.000,00 TL Manevi tazminatın ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, maddi ve manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ... için 80.000,00TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkemece “Davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine, davacı ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne, Ankara 22. İş Mahkemesi"nin 2016/59 E-2016/669 K. sayılı kararının HMK’nın 353/(1) b) 2. maddesi gereğince kaldırılmasına, 1- Asıl davada ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine davacı ... için 20.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davanın birleşen dosya yönünden kısmen kabulü ile davacı ... için 107.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00 TL Manevi tazminatın ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine davacı ... için 50.000,00TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istem” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle: eş ve çocuk manevi tazminatların tam kabul edilmesi gerektiğini, maddi tazminat kararının da kesinleşinceye kadar tüm sistem değişikliklerinden yararladırılmalarına karar verilmesini talep ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle: davacının istinafa gitmemesine karşın Bölge Adliye Mahkemesince birleşen davada maddi tazminatın eş için tam kabulünün hatalı olduğunu, davacı eski eşin boşanma ile meydana getirdikleri muvazaadan yararlanamayacağını, destek olgusunun bulunmadığını, müteveffanın ardeşi ...’ın yanında kaldığının anlaşıldığı, tanıkların davacı eski eş ile sigortalının ayrı yaşadığını beyan ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararından sonra beyanda bulunan tanıkların öğretilmiş ifadeler şeklinde beyanda bulunduklarını, davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili Hakan’a % 10 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, Ceza davasında tüzel kişiliği temsilen ceza aldığını şahsi kusuru olmadığını, müvekkili şirkete kusur verilemeyeceğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu Davalı ...’ın asansöre işçilerin binmemesi konusunda ikaz ettiğini, ancak işçilerin bu kurala uymadıklarını beyan ettiklerini,ölen ve hak sahiplerini destek paylarının belirlenmesi gerektiğini, davacı çocuğun sgk geliri ile reddolan maddisi nedeniyle lehlerine vekalet ücreti takdiri gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    A- Davalılar vekilinin davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatlar ile, davacıların manevi tazminat istemlerinin reddolan kısımları ile davacı çocuk lehine talep edilen maddi tazminatın reddolan kısmına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına gör parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek Madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E, 1990/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasında 5.000 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530 TL; 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530 TL ve 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800 TL’dir
    Somut olay incelendiğinde, davacılar vekilinin müvekkili çocuk ... lehine 1.000 TL maddi tazminat, davacıların her biri lehine ise 100.000 TL manevi tazminat talep ettiği, ilk derece mahkemesince davacı çocuk ...’nun maddi tazminat isteminin reddine, davacı eski eş ... lehine 50.000 TL, çocuk ... lehine 80.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı çocuk ...’nun maddi tazminat isteminin reddine, davacı eski eş ... lehine 50.000 TL, çocuk ... lehine 50.000 TL manevi tazminata hükmedildiğ, davacılar lehine hükmedilen ve reddolan manevi tazminat tutarları ile davacı çocuk için reddolan maddi tazminat tutarlarının her birinin ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde geçerli olan 58.800 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, bu hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulmasının miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacılar ve davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine, karar verilmiştir.
    B- Davacı vekilinin ... lehine talep edilen maddi tazminatın reddolan kısmı ile davalılar vekilinin aynı davacı lehine hükmedilen maddi yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Somut olayda ilk derece mahkemesince davacı ...’ın evlilik sözleşmesi olmaksızın müteveffa sigortalı ile birlikte nikâhsız yaşadığı, desteğin ölümü ile nikahlı eş gibi, yaşama yaşının sonuna kadar ve özellikle yaşı, sosyal durumu, yaşadığı ortam ve aile bağları gibi nedenlerle, kocasının evinde yaşamını sürdüremeyeceği, güçlü olmayan aile bağı nedeniyle müşterek haneyi terk edeceği, kendisine yeni bir yaşamı tercih edeceği üstün olasılık içinde olduğu, bakım ihtiyacının nikahlı eşte olduğu gibi desteğin, bakiye ömrünün sonuna kadar devam etmeyeceği varsayımı göz önünde tutularak, Türk Borçlar Kanununun 52. maddesi gereğince maddi tazminat hesabından %40 oranında indirim yapılarak 101.728,98 TL maddi tazminat alacağı olduğu kabul edilerek asıl dava dosyasında tam kabul ile 20.000 TL, birleşen dava dosyasında ise kısmi kabul ile 81.728,98TL maddi tazminata hükmedildiği, kararın davalılar vekili tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının çocuk lehine hükmedilen manevi tazminatın fazlalığı yönünden kaldırıldığı belirtilmesine karşın, yeniden esas hakkına verilen kararda davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali sonucunu doğuracak ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde davacı ... lehine birleşen dosyasında davacı ... lehine 107.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
    Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2019 tarih 2018/3170 E- 2019/721 K sayılı ilamını hüküm fıkrasında:
    1) 2. Bent altında yer alan ilk paragrafın silinerek yerine:
    “2-Davanın birleşen dosya yönünden Kısmen Kabulü İle: Davacı ... için 81.728,98TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00 TL Manevi tazminatın ölüm tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
    2) Birleşen dava dosyası ile ilgili karar ve ilam harcı ile vekâlet ücretinin belirlendiği paragrafın silinerek yerine:
    “Birleşen dava dosyası yönünden, alınması gereken 12.413,90 TL harçtan davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan 1.048,56 TL harcın mahsubu ile 11.365,34 TL bakiye harcın davalılardan müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydına,
    Davacı tarafından yatırılan 1.048,56 TL harcın davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
    Davalıların istinaf taleplerinin kabulü nedeniyle istinaf harcı olarak yatırdıkları 7.914,50 TL nispi harcın talep halinde davalılara iadesine
    Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davacı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ye göre hesaplanan 9.288,31 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp bu davacıya verilmesine. ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
    3) 5. Bendinin silinerek yerine:
    “5-Davacı tarafça sarf olunan bilirkişi ücreti, posta masrafı ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.469,00 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 903,43 TL sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
    Davalılar tarafından yapılan 162 TL yargılama giderinden ret ve kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan taktiren 62,37 TL sinin davacılardan müteselsilen alınıp davalılara verilmesine bakiyesinin davalılar üzerinde bırakılmasına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, davalılar avukatı yararına takdir edilen 3.050 TL duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine 15/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi