19. Hukuk Dairesi 2016/15281 E. , 2018/493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde dahili davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ..."ın borçlu, dava dışı ...’un alacaklı olduğu iddiasıyla ... 30. İcra Müdürlüğü’nün 2012/18497 E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra dosyasından davacıya 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacının, gönderilen haciz ihbarnameleri kendisi ve eşi evde olmadığı sırada muhtara bırakıldığı ve kapıya çağrı kağıdı yapıştırılmadığı için çok geç haberi olduğundan borca itiraz sürelerini kaçırdığı, borcun zimmetinde sayıldığı. davalı ... ile davacının kardeş olduğu aralarında herhangi bir borç-alacak ilişkisi olmadığı halde, haciz ihbarnamelerine itiraz süresini kaçırması sebebiyle maaşına haciz konularak, maaşından kesilen toplam 1.908,36-TL’nin ödeme tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Dahili davalı ..., davacı vekilinin dilekçesinde maaş haczi sebebiyle davacının 2013 yılı Mart ayından itibaren maaşından kesinti yapılarak icra dosyasına ödeme yapıldığının iddia edildiğini, ödemenin yapıldığı günden itibaren 1 yıl içinde istirdat davasının açılabileceğini, davanın açıldığı tarih itibarıyla bu süre geçmiş olduğundan, dahili davalı konumundan çıkartılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava dışı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında başlatılan takip sırasında, davacının üçüncü şahıs olarak haciz ihbarnamelerine itiraz etmediği, menfi tespit davası açmadığı, alacağın kesinleştiği, borcun zimmetinde sayıldığı, takip dosyası üzerinden davacının maaşından kesinti yapıldığı, bunun üzerine davacının takip dosyasının borçlusuna karşı borçlu olmadığı iddiası ile istirdat davası açtığı, ancak davanın sonucunun takip dosyasına etkisi olacağı gözetildiğinden, takip alacaklısının da davaya dahil edildiği, davacının, aslında borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olduğundan bahisle, takip alacaklısına karşı, kural olarak bir geri verme (istirdat) davası açamayacağı, ancak, alacaklı kötüniyetli ise, davacı üçüncü şahsın, borçlu ile kötüniyetli alacaklı aleyhine dava açarak, ödemek zorunda kaldığı paranın geri verilmesini isteyebileceği, bu durumda kötüniyetli alacaklıya karşı açılan davanın hukuki sebebinin haksız fiil olduğu, borçlu aleyhine açılan davanın hukuki sebebinin ise, sebepsiz zenginleşme olduğu, takip dosyasına maaş kesintisinin 2014 tarihinde başladığı, davacının haksız fiil hükümlerine dayalı olarak açmış olduğu iş bu davayı, iki yıllık süre içinde açtığı, genel hükümlere dayalı iş bu davanın süresi içinde olduğu, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davacının, kardeşi ile arasında borç ilişkisi olması için bir neden olmadığını, takip alacaklısının bu durumu bildiği halde, kötüniyetle hareket ettiğini iddia ettiği, davacının iddiasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, borcu olmadığını ispatladığı, davalılar aksine bir delil sunamadığından davanın kabulü ile davacının takip dosyasına dava tarihine kadar ödemiş olduğu 1908,36.TL’ nin 20/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nunda "dahili davalı" adı altında bir müessese öngörülmemiştir. Dava açıldıktan sonra ek dilekçe ile davada taraf olmayan 3. kişilerin davaya dahili mümkün olmadığından davada taraf olmayan “...” hakkında, mahkemece aleyhe hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde dahili davalıya iadesine, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.