Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1621
Karar No: 2012/9603
Karar Tarihi: 30.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1621 Esas 2012/9603 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1621 E.  ,  2012/9603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kartal 2. Aile Mahkemesinden verilen 31.07.2008 gün ve 677/550 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, tarafların 1983 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde alınan 5788 ada 46 parsel üzerindeki dükkân ile dairenin alınmasına ve yapılmasına, çalışmalarından elde edilen gelirler, yakınlarından alınan toplam 9000 Frank ve 590 gram altın bedeliyle yapıldığını açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 150.000 TL alacağın dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazın annesinden miras yoluyla kaldığını, davacının katkısı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenen 84.999,57 TL katkı payı alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 31.10.1983 tarihinde evlenmişler, davacı ...’nin 05.05.2005 tarihinde açtığı dava sonunda boşanmışlar ve karar 13.09.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/son). Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170.m.), 01.01.2002"den mal rejiminin sona erdiği 05.05.2005 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. 202. ve 4722 s. Yürürlük K.m.10/1.m)
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; arsa niteliğindeki dava konusu 5788 ada 46 parsel üzerindeki 2/4 pay, 23.03.1989 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiş olup üzerindeki dükkân ve daire inşaatının 1992 yılında başladığı ve aynı yıl içerisinde tamamlandığı bildirilmiştir. Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli olmadığı gibi, ulaşılan sonuç da dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davalı vekili, delil listesinde boşanma dosyasında tanık olarak gösterilen ... ile ...’ün tanık olarak dinlenilmesini istemiştir. Davalı tarafın tanıkların dinlenilmesinden vazgeçtiğine ilişkin beyan ve açıklaması bulunmadığına göre mahkemece bu tanıkların HUMK.nun 258. maddesi (6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. m.) usulüne uygun olarak davetiye ile çağrılmak suretiyle taşınmazın alınması ve üzerindeki binanın yapılması konusunda tarafların katkılarının ne olduğu sorulmamıştır.
    Diğer yönden; davacı tanıkları yargılama oturumları sırasında, 5788 ada 46 parsele ait arsanın davalının annesinden miras yoluyla kalan dairenin satışından elde edilen parayla alındığını, üzerindeki daire ve dükkânının ise 1992 yılında tarafların gelir ve birikimleriyle yapıldığını, davacının yakınlarından aldığı döviz, altın, çalışmak suretiyle elde ettiği gelir ve birikimlerle inşaatın tamamlanmasından kaynaklanan borçların ödendiğini bildirmişlerdir. Özellikle; tanık olarak dinlenilen müşterek çocuklar açıkça; taşınmaz arsasının babaannelerinden kalan dairenin satışından elde edilen parayla alındığını, daha sonra üzerindeki daire ve dükkânın inşa edildiği açıklanmışlardır. Bu açıklamalar karşısında taşınmazın arsası ile üzerindeki daire ve dükkanların ayrı ayrı tasfiye usulüne tabi olduğu, arsanın davalının annesinden miras yoluyla kaldığının belirlenmesi halinde davalının kişisel malı niteliğinde olması gerektiği sonucunu doğuracaktır. O halde; mahkemece taşınmazın arsasıyla birlikte tamamı üzerinden davacı alacağının belirlenmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davalı tanıklarının usulüne uygun olarak davet edilmek suretiyle arsanın annesinden miras yoluyla kalan dairenin satılmasından elde edilen parayla alınıp-alınmadığı, arsanın alınmasına davacının gelir ve birikimleriyle katkı yapıp-yapmadığının ayrıntılı olarak sorulması, boşanma dosyasındaki beyanlar ile diğer tanıkların beyanları arasında çelişki çıkması halinde usulüne uygun olarak giderilmesine çalışılması, arsanın annesinden miras yoluyla kalan dairenin satışından elde edilen gelirle satın alındığının belirlenmesi halinde davalının kişisel malı olduğunun düşünülmesi, davacının katkı payı alacağının ise mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 1992 yılında inşasına başlanarak aynı yıl tamamlanan daire ve dükkânların dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenmesi gerekir.
    Dava konusu taşınmaz üzerindeki daire ve dükkanların 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde inşa edilerek tamamlandığına ve inşaattan kaynaklanan borç tarafların çalışma ve gelirleri ile davacının yakınlarından aldığı döviz ve altınların bozdurulması suretiyle ödendiği belirtildiğine göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Dosyadaki belge ve açıklamalara göre, tarafların sigortalı işçi olarak çalıştıkları anlaşıldığına göre çalışma ve gelirlerine ilişkin kayıt ve belgelerin eksiksiz olarak getirtilmesi, davacının yakınlarından almış olduğu döviz ve altın bedellerinin göz önünde tutularak davacının katkı payı alacağının duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla; iddia ve savunmaları dikkate alınarak tarafların her birinin ayrı ayrı daire ve dükkanların alındığı tarihe kadarki toplam gelirinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü sonucu yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağının belirlenmesi için konunun uzmanı bilirkişiden yeniden rapor alınması, dava konusu daire ve dükkanların inşasına davacının çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirler ile altın ve döviz bozdurulması neticesinde sağlayabilecekleri katkı miktarının ayrı ayrı saptanması, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu daire ve dükkanların dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gereken bu yönler üzerinde tam olarak ve gereği gibi durulmadan yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davalının temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, yine 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi