20. Hukuk Dairesi 2012/14949 E. , 2013/2862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kullanım kadastrosu tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan ... ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, ... Beldesi, 352 ada 7 parsel sayılı 10934,34 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmeksizin 2/B madde şerhi verilerek, Hazine adına çalılık niteliğiyle tespit edilmiştir.
Asıl dosya davacısı, birleşen dosya davacısı gerçek kişiler taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla, beyanlar hanesine lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemiyle, katılan gerçek kişiler de aynı iddia ve istemlerle davaya katılmışlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Üzümlü Beldesi, 352 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 06.03.2012 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (F1) ve (G1) ile gösterilen bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına, krokide (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G) ve (H) ile gösterilen bölümlerinin tarla niteliğiyle ve sırasıyla, ..., ..., Şükrüye Erten, ..., ..., ..., ... ve ... lehine beyanlar hanesinde kullanım şerhi verilmesin karar verilmiş, hüküm katılan ... ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tespit tarihinden önce 1946 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 23/08/1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemenin 14/03/2012 tarihli kısa kararında “davacı ..."in davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, aslî müdahil davacıların davalarının kısmen kabulü kısmen reddi ile teknik bilirkişinin raporunda gösterdiği (F1) ve (G1) ile gösterilen kısımların eylemli orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,” karar verilmiş iken, hüküm
fıkrasında ise, kısa kararda hakkında hüküm kurulmayan 352 ada 7 parsel sayılı taşınmazın krokide (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G) ve (H) ile gösterilen bölümleri hükme eklenerek hüküm kurulmuştur. Bu suretle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK madde 298/2). Asıl olan, duruşma tutanağına yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhim ile birlikte yargılamadan elini çekmiş olan hâkim, tefhim ettiği kararı taraflara tebliğ etmek durumundadır. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunludur. 10/04/1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasının gerektiği öngörülmüştür. Asıl talepler bakımından kısa kararda hükmedilmeyen bir hak ve yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olması veya tersi bir durumun çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. İçtihadı Birleştirme Kararında; çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu sebeple bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bu sebeple; mahkemece, bozmadan önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, katılan ... ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan temyiz harcının istek alinde yatırana iadesine 18/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.