Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12358
Karar No: 2018/1379
Karar Tarihi: 19.02.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12358 Esas 2018/1379 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/12358 E.  ,  2018/1379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, basım işyerinde baskı montaj elemanı ve dilme makinesi operatörü olarak çalıştığı 11/01/1995 ile 11/03/2003 tarihleri arası dönemi için yararlanması gereken itibari hizmet süresinin tespiti ile salt sigortalılık süresine eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın kabulü ile davacının davalı işyerinde çalıştığı dönemde yaptığı işin 506 sayılı Yasanın 2098 sayılı Yasa ile eklenen ek 1 madde kapsamında bulunduğu anlaşılmakla davacının 11.01.1995-11.03.2003 tarihleri arasında 2877 günlük fiili çalışma süresine bu sürenin %25 oranında itibari hizmet süresinin salt sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işyerinde 11.01.1995- 11.03.2003 tarihleri arasında baskı montaj elemanı ve dilme makinesi operatörü olarak çalıştığı, işyerinin ambalaj malzemeleri basımı mahiyeti ile kanun kapsamında olduğu, mahkemece keşif yapıldığı,bilirkişi raporunda, işyerinde 506 sayılı yasanın Ek 5.maddesinin II.bendinde yer alan basım işleri yapıldığı, solunum ve cilt yolu ile vücuda geçen gaz,toz veya diğer zehirli maddelerle çalışıldığı kanaatinin belirtildiği anlaşılmıştır.
    Uyuşmazlık, davalı iş yerinin basım işi niteliğinde olup olmadığı ve davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle daha erken emekli olabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun’un Ek 5’inci maddesi:
    “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
    Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
    I - a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
    5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
    b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
    Basın müşavirlikleri
    II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
    Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
    a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
    b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
    c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
    d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
    e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
    f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00"den sonra çalışılarak yapılan işyerleri
    III - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.) Denizde Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
    IV - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
    1. Çelik, demir ve tunç döküm,
    (...)*, fabrika,
    2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
    3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
    4. Kaynak işlerinde çalışanlarda,
    Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
    Bu yönüyle davanın yasal dayanağı , 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul sigortalının Basım ve gazetecilik iş yerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda ayrıca gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik iş yeri birlikte ifade edilmişse de, gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan iş yerlerinde çalışan sigortalılarda, maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yaralanacakları açıktır. Ancak "Basım" işinin matbaa iş yerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/21-3371 Esas, 2018/129 Karar sayılı 07.02.2018 tarihli ilamı da bu yöndedir.
    Somut olayda, davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım iş yerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, davacının "basım" işyeri özelliği bulunmayan bu işyerinde dilme makinesi operatörü olarak çalıştığı, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği bu durumda davanın reddi gerektiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın , davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi