Hukuk Genel Kurulu 2017/799 E. , 2017/1467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.09.2014 gün ve 2014/578 E., 2014/877 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.11.2015 gün ve 2015/7743 E.,2015/20259 K. sayılı kararı ile;
(…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve kamulaştırma bedelinin tespitinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyizine gelince;
Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesinde ""Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin kamulaştırması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim ve mevcut inşaata yapılanların değeri dikkate alınmaz "" Hükmü yer almakla olup, mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasınadn sonra tescil kararı verilmesinden önce fidanların dikildiği ve 6495 sayılı Yasa ile kamulaştırma Kanununun 25. maddesine eklenen hüküm kapsamında ilan yapıldığıda ileri sürülmediğinden fidanların kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu dikilmelerinin iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek karşılığına hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra yapıldığından bahisle hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı idare vekili davalıya ait taşımazın Ilısu Barajı ve HES Baraj Gölü alanında kalması nedeniyle kamulaştırmasına karar verildiğini, kamulaştırılacak taşınmazın değerinin belirlenmesi amacıyla uzlaşma komisyonu kurulduğunu ve mülk sahibinin kamulaştırmaya konu taşınmazı pazarlıkla satmak hususunda iradesini bildirmek ve uzlaşma komisyonu ile pazarlık görüşmeleri yapmak üzere davet edildiğini, ancak mülk sahibinin pazarlık görüşmesine katılmadığını, bu nedenle de kamulaştırma işleminin satın alma usulü ile gerçekleşmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili dava konusu taşınmazın konumu ve niteliği dikkate alındığında değerinin düşük belirlendiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 25. maddesinde 02.08.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile kamu yararı kararının ilanından sonra taşınmaz üzerinde yapılacak sabit tesisler ile dikilecek ağaç değerinin bedel tespiti davasında dikkate alınmayacağının kanun hükmü haline geldiği, madde gerekçesine bakıldığında düzenlemenin amacının, kamulaştırmanın öğrenilmesinden sonra kamulaştırılacak alanda kalan taşınmaz üzerinde yapı ve sabit tesis yapılmak suretiyle haksız kazanç elde edilmesinin önüne geçmek olduğu, dava tarihi itibariyle anılan düzenlemenin yapılmamış olduğu iddia edilse dahi haksız kazanımların koruma görmeyeceğinin hukukun bilinen ilkeleri arasında yer aldığının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi ile BK"nın 77. ve devamı maddelerindeki düzenlemelerden anlaşılacağı, kamulaştırılacak taşınmazla ilgili davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporundaki taşınmaz bilgileri ile yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporundaki taşınmaz bilgilerinin birbirini tutmadığı, keşif sırasında taşınmaz üzerinde kıymet takdir raporunda yer almayan yeni fidanların bulunduğunun gözlemlendiği, kamulaştırma kararı alınan ve kısa süre sonra terk edileceği bilinen bir alana fidan dikilmesinin olağan bir durum olmadığı ve söz konusu davranışın, taşınmazın kamulaştırma bedeline etkili olması amacıyla yapılan bir inşa faaliyeti olarak kabul edilmesinin gerektiği, Özel Daire bozma kararı sonrasında yeniden yapılan bazı keşiflerde bir kısım taşınmazlar üzerinde bulunan fidanların kurumaya terk edildiğinin, bir kısım taşınmazlar üzerinde bulunan fidanların ise keşif yapılacak başka taşınmazlara taşındığının ve dikildiğinin tespit edilmesinin de bu yargıyı güçlendirdiği, mülkiyet hakkının dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılmasının gerektiği ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının Kanun tarafından korunmayacağının TMK’nın 2. maddesinde açıkça ifade edildiği, dolayısıyla kıymet taktir raporunun düzenlendiği tarihten sonraki ancak keşif tarihinden önceki bir zamanda dikildiği anlaşılan fidanların bedellerinin toplam bedele dahil edilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı ve taşınmaz malikleri lehine haksız kazanç oluşturacağı, hal böyle olunca fidanların değerlerinin bedel tespitinde dikkate alınmasının yerinde olmadığı, bunun dışında yapılan keşif neticesinde bilirkişi kurulundan aldırılan raporda taşınmazın bedelinin tespit edildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime açık, bilimsel verilere uygun olduğu, kamulaştırma kriterlerini taşıdığı, bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı idare vekili ve davalı ... ve arkadaşları vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece mülkiyet hakkının Anayasa"nın 35., İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nin Ek 1 no’lu protokolünün 1. ve TMK"nın 683. maddesinde düzenlendiğini ve sahibine mülkiyet konusunu kullanma, ondan yararlanma ve üzerinde tasarruf etme gibi en geniş hakları tanıdığını, kamulaştırmanın ise belirli şartlar altında idareye özel mülkiyet konusu taşınmaza bedeli karşılığında el atma imkanı veren idari bir yetki olduğu, yine kamulaştırma işleminin kanuna aykırı olması durumunda kamulaştırmadan etkilenecek kişilerin işlemin iptalini isteme hakkının bulunduğu, TMK"nın 2. maddesinde hakkın dürüstlükle kullanılması gerektiği ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunamayacağına dair düzenlemeye yer verildiği, davalıların, hakkında kamulaştırma kararı alınan ve kamulaştırma işleminin iptali yönünde herhangi bir dava da açılmadığı için kısa süre sonra el atılacağı kesin olan taşınmaza, idari tespit sırasında bulunmayan ancak dava açılmasından kısa süre önce dikildiği anlaşılan nar fidanlarının bulunmasının olağan bir tarım faaliyeti olmadığı, değerinin yüksek olması da dikkate alındığında bu eylemin taşınmazın kamulaştırma bedelini arttırma amaçlı bir tasarruf niteliğinde bulunduğu, mahkemenin ilk kararında davalıların dürüstlük kuralına aykırı davranarak haksız kazanç elde etme amacıyla taşınmaz üzerine nar fidanı diktiği, bu eylemin ise TMK’nın 2. maddesi uyarınca kanun tarafından korunamayacağı ilkesi gereğince fidan bedellerinin kamulaştırma bedeline dahil edilmeden taşınmaz bedelinin tespit edildiği belirtildiği halde, Özel Dairece bozma kararında bu gerekçesiyle ilgili bir değerlendirme yapılmadığı, oysa her hak gibi mülkiyet hakkının da dürüstlükle kullanılması gerektiğine ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının korunmayacağına ilişkin TMK’nın 2. maddesindeki düzenleme uyarınca mahkeme tarafından verilen kararın Kamulaştırma Kanunu ile TMK"nın 2. maddesindeki düzenlemenin amacına uygun olduğu belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemiyle açılan eldeki davada taşınmaz üzerinde bulunan fidanların değerinin kamulaştırma bedelinin tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ışığında somut olay incelendiğinde; her ne kadar kamulaştırma işlemlerinin başladığı sırada hazırlanan kıymet taktir komisyonu raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde fidan bulunduğuna dair bir bilgiye yer verilmemiş ise de 13.06.2014 tarihindeki keşif sırasında mahkeme tarafından yapılan gözlemde taşınmazın üzerinde 3-4 yaşlarında nar fidanlarının olduğunun, taşınmazın damlama sulama sistemi ile sulandığının gözlemlendiğinin keşif zaptına yazıldığı, fotoğrafların da bu gözlemi doğruladığı anlaşılmıştır.
Kamulaştırma Kanunu’nun 25. maddesinde taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesinin, mahkemece verilen tescil kararı ile olacağı açıkça düzenlenmiştir. Tescilin medeni hukuktaki anlamı mülkiyetin el değiştirmesidir. Tescil kararının verilmesinden önce taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı davalı malike ait olup, malik mülkiyet hakkından doğan tasarruf yetkisini kanunun tanıdığı sınırlar içerisinde kullanabilir. Taşınmaz üzerine yapı yapılması ya da taşınmazda tarımsal faaliyette bulunulması veyahut ağaç dikilmesi bu tasarruf yetkisinin kapsamı içerisindedir.
Bu durumda Kamulaştırma Kanunu’nun 25/2 maddesi hükmünün somut olayda uygulama yeri olamadığı da dikkate alınarak dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fidanlar için bozma kararında belirtilen hususlar değerlendirilmek suretiyle bedele hükmedilmesi gerekir.
Ne var ki, mahkemenin ilk kararının temyizi üzerine Özel Daire tarafından yapılan inceleme neticesinde verilen bozma kararında “mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasınadn (açılmasından) sonra tescil kararı verilmesinden önce fidanların dikildiği” şeklinde bir açıklamaya yer verilmiş ise de bu hususun maddi hataya dayalı olarak yazıldığı, dolayısıyla bu maddi hatanın bozma kararından çıkarılması gerektiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, Özel Daire bozma kararında “…fidanların kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu dikilmeleri iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek karşılığına hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra dikildiklerinden bahisle hükmedilmemesi,…” nin doğru görülmediği belirtilmiş ise de, fidanların bedelinin belirlenmesi için gerekli olan araştırmanın nasıl yapılacağı konusunda bir ayrıntıya yer verilmediği dikkate alınarak, bozma kararının “…Hükmü yer almakta olup…” kısmından sonra gelmek üzere “keşif tarihi ve mahkeme gözlemine göre taşınmazdaki fidanların 6495 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce dikildiğinin sabit olduğu ve söz konusu yasa maddesindeki muhtesat bedelinin dikkate alınmayacağına ilişkin hükmün de uygulama yerinin bulunmadığı, kaldı ki…” yine “…gözetilerek…” kısmından sonra, “…karşılığına hükmedilmesi,…” kısmından önce gelmek üzere “…fidanların dava tarihi itibari ile ve adet olarak maktu bedelleri Siirt İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişi raporunun denetlenmesi, İl Tarım Müdürlüğü resmî verisi ile bilirkişi raporu faklı ise İl Tarım Müdürlüğü resmî rakamlarına göre fidan bedelleri belirlenerek…” ifadesinin eklenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Buna göre belirtilen genişletilmiş gerekçelerle Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Özel Daire bozma kararında yazılan “mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasınadn (açılmasından) sonra tescil kararı verilmesinden önce fidanların dikildiği” ibaresinin bozma kararından çıkarılması suretiyle maddi hatanın DÜZELTİLMESİNE,
Özel Daire bozma kararına “…Hükmü yer almakta olup…” kısmından sonra gelmek üzere “…keşif tarihi ve mahkeme gözlemine göre taşınmazdaki fidanların 6495 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce dikildiğinin sabit olduğu ve söz konusu yasa maddesindeki muhtesat bedelinin dikkate alınmayacağına ilişkin hükmün de uygulama yerinin bulunmadığı, kaldı ki…” yine “…gözetilerek,…” kısmından sonra, “…karşılığına hükmedilmesi,…” kısmından önce gelmek üzere “…fidanların dava tarihi itibari ile ve adet olarak maktu bedelleri Siirt İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişi raporunun denetlenmesi, İl Tarım Müdürlüğü resmî verisi ile bilirkişi raporu faklı ise İl Tarım Müdürlüğü resmî rakamlarına göre fidan bedelleri belirlenerek…” ifadelerinin EKLENMESİNE,
Bu haliyle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel
Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.