Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 540 ada 43, 540 ada 48,540 ada 49,540 ada 50,431 ada 83,45,570,571,572,563 ve 108 parsel sayılı 11 parça taşınmazda davanın taraflarının irsen malik oldukları, dava konusu 45 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ise H. A S. isimli 3.kişi adına kayıtlı olduğu, eldeki dava ile birlikte Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/504 E. sayılı dosyasına açılan ortaklığın giderilmesi davasının kabulle sonuçlandığı, davacıların miras bırakanın ilk eşi E."nin çocukları, davalıların ise miras bırakanın ikinci eşi A. ve ondan olma çocukları oldukları, 12 parça taşınmazın tamamı ve 01 RD 156 plaka sayılı miras bırakan adına kayıtlı traktörün davalılar tarafından kullanıldığı ileri sürülerek ecrimisil isteğiyle eldeki davanın açıldığı, 2.3.2012 tarihli dilekçe ile davacıların traktör bakımından isteklerini atiye terk ettikleri, mahkemece intifadan men koşulunun oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu 11 parça taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; davacı tanığı Y."un beyanı ile dosya kapsamından dava konusu taşınmazların tümünün davalılar tarafından kullanıldığı ve davacıların taşınmazlarda kullandığı herhangi bir bölümünün bulunmadığı anlaşılmakta olup intifadan men koşulunun gerçekleştiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; öncelikle, davacılardan T."ın miras bırakanla, 45 ada 31 parsel malikinin de davacılarla olan irs ilişkisinin araştırılması, sonucuna göre davacı Tülay ve 45 ada 31 parsel sayılı taşınmaz bakımından bir karar verilmesi, dava konusu diğer 11 parça taşınmaz bakımından ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacı tarafın, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.