21. Hukuk Dairesi 2016/7079 E. , 2018/1378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanma talebini reddeden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 02.08.2005 tarihli talebinin reddine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ... sicil numaralı işyerinde 5084 sayılı Yasa"da belirtilen teşvikten yararlanmak için 02.08.2005 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiği, Kurumun davalı işyerinde TKİ Kurumu ile imzalanan “Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü Garp Linyitleri İşletmesi Müesses Müdürlüğü Tunçbilek Büyükdüz Yer altı Sahalardan Kömür Üretme İşi Birim Fiyat Hizmet Alım Sözleşmesi” uyarınca yürütülen işin hizmet işi olduğu ve bu sebeple 5350 sayılı Yasa ile değişik 5084 sayılı Yasa"dan yararlanamayacağını belirttiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun, "Sigorta Primi İşveren Hissesi Teşviki" başlıklı 5350 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi; “31/12/2012 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde;
a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az on işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,
b) (Değişik: 28/3/2007-5615/24 md.) 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin,
Prime esas kazançları üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanır.
Hazinece karşılanacak tutar, işçi sayısı ile Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim tutarının çarpımı sonucu bulunacak değer üzerinden, yukarıda belirtilen oranlara göre saptanan tutarı aşamaz.
İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin işçi hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır.
Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Kuruma yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir...” düzenlemesini içermektedir.
5084 sayılı Yasa 4. maddesindeki düzenleme ile olağanüstü hal uygulanan bölgelerde yeni iş alanları açılmasını teşvik etmek ve eski işyerlerinde yeniden ve ilave olarak alınacak işçiler için vergi ve sosyal sigortalar primleri yönünden avantajlar getirmektedir. Somut uyuşmazlığın temelinde davacı tarafından yapılan işin ve asıl işyerinin Yasanın 4. maddesine uygun olup olmadığı konusu bulunmaktadır.
5084 sayılı Yasa"nın 4. maddesinin uygulandığı haller, aynı Yasa"nın 5350 sayılı Yasa"nın 6.maddesi ile değişik 7. maddesinde belirtilmiş olup, buna göre, " 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan hizmet ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetler hakkında" uygulanmayacağı düzenlemesine haiz olup uyuşmazlık da davacı şirketin işinin 7. madde kapsamındaki "faaliyet"lerden olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Yasanın 7. maddesi hizmet ve yapım işinden bahsetmiş ancak bu kavramların neleri kapsadığı hususunu açıklamamıştır. Bu kavramlar Kamu İhale Kanununda tanımlanmıştır.
Kamu İhale Kanunu"nun 4. maddesindeki tanıma göre " Hizmet : Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri,
Yapım : Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işlerini, " kapsamaktadır.
Somut olayda, ihale konusu işin yer altı maden üretimi işi olduğu açık olup bunun bir hizmet alımı işi olduğunun kabulü hatalıdır. Her ne kadar davacı ile idare arasında imzalanan sözleşmede ve idari şartnamede “hizmet alım işi” ifadesi kullanılmışsa da sırf bundan hareketle yapılan işin üretime dayalı olduğu görmezden gelinemez. Bu sebeple yapılan işin hizmet alım işi olmadığını göz önüne alarak, davacının yasada aranan diğer şartlara haiz olup olmadığı davalı Kurumca değerlendirilebileceğinden, davacı işyerinde yer altı maden işinde çalışan işçiler yönünden işveren hissesine ait primlere ilişkin olarak davacının 5084 sayılı Yasa"dan yararlanma başvurusunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.