Esas No: 2018/127
Karar No: 2021/289
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/127 Esas 2021/289 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince 28.05.2013 tarih ve 152-198 sayı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle açıklanmasına karar verilerek aynı suçtan TCK’nın 116/1, 62/1 ve 63. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba ilişkin Yerel Mahkemece verilen 24.04.2014 tarihli ve 98-331 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 01.11.2017 tarih ve 41965-12243 sayı ile;
"Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 28.05.2013 tarihinde verildiği, verilen kararın sanık tarafından süresi içerisinde temyize tabi hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı ile birlikte temyiz edildiği, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 02.02.2015 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraza tabi olması sebebiyle, itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye, Mahkemesine iletilmek üzere dosyanın iadesine karar verildiği, diğer taraftan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının Mahkemesince 05.06.2013 tarihinde kesinleştirildiği, bu hâliyle sanık hakkındaki karar usulünce kesinleşmeden ve deneme süresi başlamadan, işlediği yeni suçtan dolayı yasal şartları oluşmadığı hâlde, CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 20.12.2017 tarih ve 191310 sayı ile;
"......"nun olay günü gündüz zaman dilimi sayılan saat 17.00 sıralarında şikâyetçinin ikamet ettiği Altındağ Ali Ersoy Mah. 13. Sokak No. 8/2 sayılı yerdeki birinci katta bulunan konutuna merdiven dayayarak balkon pvc camını zarar vermeksizin zorlayıp açmak suretiyle içeriden beyana göre 82 erkan televizyon, altın künye, fotoğraf makinası gibi eşyaları aldığı ve savunmaya göre eşyaları satmış olduğu, şikâyetçinin zararını herhangi bir şekilde gidermediği, böylece sanık ..."nun üzerine atılı bina içerisinde hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlediği anlaşılmakla, sanığın hırsızlık suçundan TCK"nın 142/1-b, 62 ve 51/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve ertelemeye, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ise aynı Kanun"un 116/1-4 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Hırsızlık suçunun sanık ... tarafından yasal süresi içinde temyiz edildiği, sanığın temyiz dilekçesinde konut dokunulmazlığını bozma suçuyla ilgili herhangi bir anlatımın bulunmadığı, temyiz isteminin hırsızlık suçuna hasren yapıldığının anlaşıldığı,
Sanığın konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçundan mahkumiyetine dair Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2013 tarihli ve 152-198 sayılı ilamının 13.06/.013 tarihinde kesinleştiği,
Ancak sanığın, Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2013 tarihli ve 659-805 sayılı 23.01.2014 tarihinde kesinleşen ilamına göre denetim süresi içinde 03.10.2013 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçu nedeniyle mahkûmiyetine karar verildiği, böylece sanığın CMK"nın 231/11. maddesi gereğince denetim süresi içinde kasten suç işlediği anlaşılmakla mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verildiği,
Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.04.2014 tarihli ve 98-331 sayılı hükmün açıklanmasına ilişkin ilamın hukuka aykırı nitelikte bulunmadığı,
Yüksek Dairenin sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, usulünce kesinleşmeden ve deneme süresi başlamadan, işlediği yeni suçtan dolayı yasal şartları oluşmadığı hâlde, CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilmesine yönelik bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu,
Konut dokunulmazlığını bozma suçunun 13.06.2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin dosyada bulunduğu ve sanığın 5 yıllık deneme süresi içinde, yeniden suç işlemesi nedeniyle, hükmün açıklanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden Yüksek Dairece suçun kesinleşme tarihinin 02.02.2015 olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu..." görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 14.02.2018 tarih ve 8280-1933 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Emrah Ercan hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümleri temyiz edilmeksizin, sanık ... hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ise Yargıtay 13. Ceza Dairesince onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hangi tarihte kesinleştiğinin ve bu bağlamda denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suçun işlenmesi nedeniyle verilen hükmün açıklanmasına dair kararın hukuki olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11.02.2013 tarihli ve 23708-5981-2384 sayılı iddianamesi ile; sanık ve inceleme dışı sanık Emrah Ercan hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kamu davası açıldığı,
Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince 28.05.2013 tarih ve 152-198 sayı ile; inceleme dışı sanık Emrah Ercan’ın hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından beraatine, sanığın hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b, 62/1 ve 51. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan ise aynı Kanun’un 116/1, 62/1 ve 63. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
13.06.2013 tarihli kesinleşme şerhlerine göre; inceleme dışı sanık Emrah Ercan hakkındaki beraat hükümlerinin temyiz edilmeksizin, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise itiraz edilmeksizin 13.06.2013 tarihinde kesinleştiği,
Sanık tarafından düzenlenen 03.06.2013 havale tarihli temyiz dilekçesine göre; “Temyiz Edilen Karar” başlığı altında “Ankara 26 Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/152 esas sayılı ilamının Temyiz’en bozulması talebinden ibarettir”, “Açıklamalar” başlığı altında “Yukarıda esas numarasına yazmış bulunduğum dosyada verilen kararı yasalara ve kanunlara aykırı bulduğumdan dolayı temyiz etmekteyim ki şöyle: Bahis konusu İfadenin ise Kolluk kuvvetlerine ve yerel mahkemeye de samimi olarak vermiş bulunmaktayım. Verilen cezadan dolayı da mağdur olacağım söz konusudur. Bu itibarla da iş bu temyiz dilekçemi sunma zarureti hasıl olmuştur.”, “Sonuç ve İstem” başlığı altında ise “Yukarıda arz ve izah ettiğim nedenlerden dolayı dosyanın incelenmesi sonucu sair bozma nedenleri dahinde hakkımda verilen Ankara 26 Asliye Ceza Mahkemesinin vaki kararın bozulmasını saygılarımla yüksek makamınızdan arz ve talep ederim” hususlarına yer verildiği,
Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesince 10.02.2014 tarih ve 2013/659 sayı ile; sanığın yazı ekinde gönderilen gerekçeli karar suretinden de anlaşılacağı üzere 03.10.2013 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle TCK’nın 141/1 ve 51. maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin 23.01.2014 tarihinde kesinleştiği belirtilerek sanık hakkında CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca ihbarda bulunulduğu,
Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince 24.04.2014 tarih ve 98-331 sayı ile; sanık hakkındaki hükmün açıklanarak TCK’nın 116/1, 62/1 ve 63. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba karar verildiği, anılan hükmün sanık tarafından 30.04.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz edildiği,
Sanığın 03.06.2013 havale tarihli dilekçesi üzerine inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 02.03.2015 tarihli ve 17513-3336 sayılı ilamı ile; sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olduğu, CMK’nın 264/1. maddesi uyarınca kanun yoluna başvuruda mercide yanılmanın başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere dosyanın iadesine, hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün ise TCK’nın 53. maddesi eleştirisi ile onanmasına karar verildiği,
Dosyanın gönderildiği itiraz mercisi olan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.03.2015 tarihli ve 2015/273 Değişik İş sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un 23. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkralar ile büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanun’un 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun"un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden yalnızca şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesi ile CMK"nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılap Kanunları"nda yer alan suçlar istisna olmak üzere, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle maddenin 6. fıkrasının sonuna "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi; 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle de maddenin 8. fıkrasına "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 6008 ve 6545 sayılı Kanun"larla CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için,
1) Suça ilişkin olarak;
a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b- Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılap Kanunları"nda yer alan suçlardan olmaması,
2) Sanığa ilişkin olarak;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması,
b- Yargılamaya konu kasıtlı suçun, sanık hakkında daha önce işlediği başka bir suç nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresi içinde işlenmemiş olması,
c- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
d- Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
e- Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu şartların varlığı hâlinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve on sekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
Sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşürülmesine karar verilecektir.
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde ise mahkeme hükmü açıklayacaktır.
CMK"nın 231. maddesinin 8. fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi hâlinde sanığın beş yıl süreyle denetime tâbi tutulacağı, bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilebileceği ve denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı düzenlenmiştir.
CMK"nın 231. maddesinin 12. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. İtiraz durumunda merci tarafından itirazın kabul edilerek kararın kaldırılması her zaman mümkündür. Bu nedenle denetim süresinin başlayabilmesi ve denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesinin istenebilmesi için kararın kesinleşmiş olması gerekir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile kovuşturma geçici olarak durmakta olup ancak denetim süresinin sonunda yahut denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ortadan kaldırılarak hüküm kurulabilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının Yerel Mahkemece 13.06.2013 tarihinde kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştirildiği, sanığın söz konusu kesinleşme tarihi ile başlayan denetim süresi içerisinde 03.10.2013 tarihinde kasıtlı bir suç olan hırsızlık suçunu işlediği, bu suç nedeniyle aldığı mahkûmiyet kararının 23.01.2014 tarihinde kesinleştiği ve bu hususun ihbar edilmesi üzerine Yerel Mahkemece sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmış ise de;
Sanık tarafından hırsızlık suçundan hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2013 tarihli ve 152-198 sayılı kararına karşı sunulan 03.06.2013 havale tarihli dilekçede mahkemenin esas numarasından bahsedilmekle birlikte açıkça hangi suç için kanun yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, bu nedenle anılan dilekçeyle gerek hırsızlık suçundan verilen erteli hapis cezasına gerekse konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik kanun yolu başvurusunda bulunulduğunun kabulünün gerektiği, bu hususun söz konusu dilekçe üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 02.03.2015 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının mercisince incelenmesi gerektiğine ilişkin tespiti ile de desteklendiği ve sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ancak Yargıtay 13. Ceza Dairesinin ihbarı üzerine itiraz mercisi olan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.03.2015 tarihli ret kararı ile kesinleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanık tarafından 03.10.2013 tarihinde işlenen hırsızlık suçunun, 23.03.2015 tarihinden itibaren başlatılması gereken denetim süresi içerisinde işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve bu nedenle hükmün açıklanmasına dair Yerel Mahkemece verilen 24.04.2014 tarihli kararın hukuka uygun olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.