Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12958
Karar No: 2013/18091
Karar Tarihi: 17.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/12958 Esas 2013/18091 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davasında, davalılar miras bırakanın tüm mirasçılarına taşınmazlar ve para verdiğini, paylaştırma amacıyla hareket ettiğini ve satışın gerçek olduğunu savunmuşlardı. Ancak mahkeme, dosya içeriği ve toplanan deliller sonucunda gerçek irade ve amacın tespit edilemediği için davanın reddedilmesi gerektiği sonucuna vararak, yerel mahkemenin kararını bozdu. İçtihad metni içerisinde yer alan kanun maddeleri ise şu şekildedir: 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 237 (818 s. Borçlar Kanunu'nun 213) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2013/12958 E.  ,  2013/18091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı, temliki işlemlerin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalılar ise miras bırakanın tüm mirasçılarına taşınmazlar ve para verdiğini, paylaştırma amacıyla hareket ettiğini,satışın gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığını savunmuşlardır.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, miras bırakan ..."ın 1996 yılında öldüğü, geriye kızı davacı ... ile ölü oğlu Nejat"ın eşi davalı ... (yargılama sırasında 2009 yılında öldüğünden çocukları ......"dan olma torunları davalılar....... ile ölü oğlu.....dan olma torunları dava dışı .... (2001 yılında öldüğünden oğlu ...) bıraktığı, dava konusu 39 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki payını 14.01.1977 tarihinde ve dava dışı 779 ada 18 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümünü de 17.08.1982 tarihinde satış suretiyle davalıların murisi olan oğlu ....a temlik ettiği, bilahare murisin 779 ada 18 parseldeki 9 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak hile sebebine dayalı olarak ...4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/194 (1987/307) Esasına kayıtlı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının 1987/515 Karar sayısı ile kabul edildiği ve anılan taşınmazın mirasbırakan adına 29.04.1988 tarihinde tescil edildiği, bilahare 9 nolu bağımsız bölümü 18.07.1988 tarihinde satış suretiyle oğulları davacı ... ve dava dışı Sedat"a eşit paylarla devrettiği, 779 ada 18 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü 13.02.1982 tarihinde, 4 nolu bağımsız bölümü 04.04.1982 tarihinde ve 5 nolu bağımsız bölümü de 02.11.1981 tarihinde satış suretiyle oğlu davacı ..."a, 3 nolu bağımsız bölümü de 16.02.1983 tarihinde satış suretiyle oğlu Sedat"ın eşi olan gelini Mediha Sema Doğan"a devrettiği,26 .02.2008 tarihli 3 kişilik grafoloji heyet raporu ile sahte olmadığı saptanan üç adet (ikisi tarihsiz ve biri tarihli olmak üzere) belge içeriklerinden murisin davacı ..."a 30.000 TL,180.000 TL ve 18.01.1977 tarihinde de 308.000 TL, diğer belgelerden de diğer oğlu Perizat"a 150.000 TL ve 200.000 TL, bir diğer oğlu Sedat"a da 117.000 TL para verdiği anlaşılmaktadır.

    Bilindiği üzere, Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; miras bırakan..."nin tüm çocuklarına taşınmaz ve para verdiği gerçek iradesinin sağlığında hak dengesini gözeterek, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmak olduğu, yani mal kaçırma iradesinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Biran için murisin denkleştirme amacı ile hareket etmediği düşünülse bile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından tanzim edilen 20.06.2012 tarihli rapor ile sahte olmadığı saptanan "muvafakatname" başlıklı belgeden "davaya konu taşınmazın 2.000.000.-TL bedel ile satışının rıza ve muvafakatları dahilinde yapıldığı ve satış bedelini makul ve rayice uygun buldukları ve bu konuda hiçbir itirazlarının olmadığı" yönünde murisin çocukları davacı ... ile dava dışı Sedat ve Perizat"ın birlikte beyanda bulundukları gözetildiğinde, işlemin satış olduğu ve bu satışa murisin diğer mirasçıları tarafından rıza gösterildiği sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi