Esas No: 2020/7263
Karar No: 2021/8263
Karar Tarihi: 15.06.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7263 Esas 2021/8263 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 14. İş Mahkemesi
İş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı davalılardan ... İnşaat Turizm ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davalılardan ... İnşaat Turizm ve Tic. A.Ş. vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz talebinde bulunulması üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılardan ... İnşaat Turizm ve Tic. A.Ş. adına Av. ... geldi. Diğer taraflar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I- İSTEM:
Davacılar vekili 07.11.2012 tarihli asıl dava dosyasının dava dilekçesinde özetle müvekkillerinin murisi sigortalının 11.12.2010 tarihli iş kazası neticesinde vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan eşi lehine 2.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi, çocuklar ile anne ve babanın her biri için 50.000 TL’şer manevi, kardeşlerin her biri için 10.000 TL’şer manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 31.07.2013 tarihli birleşen dava dosyasının dava dilekçesinde çocukların her biri için asıl davada talep edilmeyen 300 TL’şer maddi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 02.06.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini eş için 102.727,83 TL’ye, Çocuklardan ... için 1.215,65TL’ye, ... için 7.280,41 TL’ye arttırmıştır.
II- CEVAP:
Davalı ... Ticaret ve San. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacılar murisinin şirket çalışanı olduğunu ve olay günü heyelan sonucu kopan kaya parçasının üzerine düşmesi nedeni ile vefat ettiğini, meydana gelen doğal felaketin şirketle ilişkilendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, olayla ilgili açılan ceza davasının sonucunda da bu hususun netleşeceğini, bu nedenle ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, olayda eylemle zarar arasındaki illiyet bağının kesintiye uğradığını, şirketin tüm güvenlik önlemlerini aldığını, işçilere baretler verildiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle, husumetin yanlış yöneltildiğini, davacının diğer davalının çalışanı olduğunu ve kazanın meydana geldiği şantiyede işçi çalıştırmadığını, anahtar teslim olarak işi diğer davalıya verdiğini, şantiyede faaliyet gösteren şirketin, diğer şirket olması nedeni ile güvenlik tedbirlerini de diğer davalının alması gerektiğini, davaya konu olayda şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, keza kaya düşmesi soncu meydana gelen bir olayın iş kazası sayılmasının da hakkaniyete aykırı olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece “davacı eş ... lehine 102.727,83 TL maddi, 30.000 TL manevi, çocuklardan ... lehine 1.215,65 TL maddi, 30.000 TL manevi, ... lehine 7.280,41 TL maddi ve 30.000 TL manevi, Çocuk ... 214,46 TL maddi ve 30.000 TL manevi , davacı anne ... ve baba ... lehine 10.000 TL,şer, kardeşler ...’in her biri lehine ise 5.000 TL’şer manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bu alacaklara olay tarihi olan 11.12.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece “Davalı ...."nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle: “ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmaksızın ve ceza dosyası dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğunu, mahkemenin bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gidermek yerine afaki değerlendirme ile kendisinin kusur taksimi yaptığını, bu itibarla da hükmün eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu, mahkemenin sözleşmenin anahtar teslim nitelikli olduğunu, müvekkilinin dava konusu alanda işçi çalıştırmadığını, faaliyet göstermediğini dikkate almaksızın eksik inceleme ile müvekkile kusur atfettiğini, müvekkili şirketin gerek İş Kanunu’nun 2. maddesinin ifadesine, gerekse Yargıtay içtihatlarına göre üst işveren kabul edilmesinin mümkün olmayıp, bu itibarla müvekkiline kusur atfedilmemesi gerekirken, diğer davalı ile aynı oranda kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, destekten yoksun kalan eşin yeniden evlenme olasılığı oranına göre tazminattan indirim yapılması gerekirken, bu hususun değerlendirmeye alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede işçinin %35 oranında kusurlu olduğu kabul edildiğini, ancak buna rağmen tazminat hesaplarında bir hakkaniyet indirimi uygulanmadığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, dava ve ıslah tarihinin ayrı ayrı dikkate alınması gerekirken, hatalı olarak olay tarihinden itibaren faiz ödenmesine hükmedildiğini beyan ederek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A- Davalı .... vekilinin eş ... lehine hükmedilen manevi tazminat ile Çocuklar ..., ... ve ... lehlerine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, anne ...ve ... lehlerine hükmedilen manevi tazminata ilişkin mahkemece verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına gör parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek Madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E, 1990/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasında 5.000 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530 TL; 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530 TL ve 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800 TL’dir
Somut olay incelendiğinde, temyize konu Bölge Adliye Mahkemesince esastan red kararı verilerek onanan ilk derece mahkemesince verilen kararda davacı eş ... lehine 30.000 TL manevi, çocuk ... lehine 1.215,65 TL maddi ve 30.000 TL manevi, çocuk ... lehine 7.280,41 TL maddi ve 30.000 TL manevi, Çocuk ... lehine 214,46 TL maddi ve 30.000 TL manevi , davacı anne ... ve baba ...’ın her biri lehine 10.000 TL şer manevi, kardeşler ..., ve ...’in her biri lehine ise 5.000 TL’şer manevi tazminata hükmedildiği, hükmedilen tutarların her birinin ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde geçerli lan 58.800 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, bu hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulmasının miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davalı .... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine, karar verilmiştir.
B- Davalı ....’nin davacı eş ... lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı .... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davaya konu olayın iş kazası sebebiyle desteğini yitiren hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatları gereğince destekten yoksun kalma tazminatı hesaplarında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, dul eşin yeniden evlenme ihtimalinin nazara alınmasıdır. Hesaplama, bilinmeyen dönem için farazi bazı kriterlere göre yapılmakta ise de; evlenme ihtimali belirlemesinde dul eşin hesap tarihi itibari ile evlenip evlenmediği tespit edilebilir bir olgudur. Bu olgunun tespitinde ise Yargıtay öteden beri Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) tarafından kabul edilen yeniden evlenme ihtimallerine ilişkin tabloları uygulamaktadır.
Somut olayda davacı eş ...’ün nüfus kayıt örneğine göre doğum tarihinin 02.07.1982, hükme esas hesap tarihinin ise 17.02.2017 tarihi olduğu, davacı eşin hesap tarihinde 34 yaşında olduğu ve AYİM evlenme ihtimali tablosuna göre bu yaş için %17 oranında bir indirim oranı öngördüğü, davacının 18 yaşından küçük üç çocuğunun bulunması nedeniyle her çocuk için %5 indirim yapılması gerektiğinin kabul edilmiş olmasına göre davacı eşin hesap raporu tarihi itibariyle %2 oranında bir evlenme ihtimalinin bulunduğu bu oran gözetilerek maddi tazminat hesabında indirim yapılarak, maddi tazminat alacağının 99.851,99 TL olarak hesabı gerekirken hesap raporunda bu yönde bir indirime gidilmeden maddi tazminatın 102.727,83 TL olarak belirlendiği mahkemece de bu hesaba itibarla hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile Ankara 14. İş Mahkemesinin 21.06.2017 tarihli hüküm fıkrasının;
1) 2. bendinin “A” alt bendinin silinerek yerine:
“A) 99.851,99 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."e verilmesine, bu alacağa olay tarihi olan 11.12.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
2) 4. bendinin silinerek yerine:
“4) Maddi ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 19.711,70-TL harçtan asıl ve birleşen davalarda peşin olarak yatırılan toplam 1.307,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 18.404,35 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
3) 7. bendinin silinerek yerine:
“7) Davacı tarafça sarf olunan 55,80-TL başvuru ve vekalet ücreti, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 333,55-TL müzekkere tebligat gideri olmak üzere toplam 2.489,35-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı esas alınarak hesap olunan 1.327,07 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
4) 8. bendinin silinerek yerine:
“8) Asıl ve birleşen davalarda davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat üzerinden tespit edilen 11.435,00 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat üzerinden tespit edilen 16.750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
5) 9. bendinin silinerek yerine:
“9)-Asıl ve birleşen davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddolan maddi tazminat üzerinden tespit edilen 1.980 TL, reddolan manevi tazminat üzerinden tespit edilen 16.750 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan ... İnşaat Turizm ve Tic. A.Ş. avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... İnşaat Turizm ve Tic. A.Ş."ye iadesine,
15/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.