17. Hukuk Dairesi 2016/12418 E. , 2016/11980 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu davalı ...’nin kullandığı motorsikletin tali kusurlu ile diğer davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın asli kusurlu olarak kaza yapması sonucu müvekkilinin bacağına platin takıldığını, geçici ve kalıcı iş göremediğini, elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL manevi, kalıcı işgöremezlik için 50 TL maddi, geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve zorunlu zararlar için 50 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan (davalı ... şirketi manevi tazminattan sorumlu değil) tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının HMK 114/1-ç ve 115/2 maddesi gereğince kesin yetki dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli mahkemenin İznik Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğuna karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. "7. maddesinde de," davalı birden fazla
ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir." denilmektedir. Yine aynı Yasa"nın 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. Maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verilmiştir.
HMK 16. madde hükmü, HUMK’taki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak HMK"da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. ” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,27.05.2015 tarih, Esas No: 2013/11-2359, Karar No: 2015/1443)
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası İznik/Bursa"da meydana gelmiştir. Davalı ... şirketinin yerleşim yeri Beşiktaş/İstanbul, davalı ..."ın yerleşim yeri Pamukova/Sakarya, davalı ...’nin yerleşim yeri İznik/Bursa, davacının yerleşim yeri ise Yalova"dır.
Davacı taraf HMK 16. maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak davalı ... şirketinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açmıştır. Kaldı ki davalılar yetki itirazında da bulunmamış olup mahkemece resen nazara alınması
gereken kesin yetki hali de söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.