8. Hukuk Dairesi 2018/6783 E. , 2019/4941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı ... ve davalılar ..., ..., ... vs. aralarındaki elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili ve davalı ..., davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; vekil edeni ..."in 343 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmaza komşu olan 581 parsel nolu taşınmaz üzerindeki Dağkent Sitesi villa malikleri tarafından bahçe duvarı yapılmak suretiyle tecavüz edildiğini, davalılara Üsküdar 9. Noterliğinin 01/11/2013 tarihli ve 36975 yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek tecavüzlü bahçe duvarının kaldırılması ve parsel sınırına çekilmesinin ihtar edildiğini belirterek, davalıların el atmasının önlenmesini, bahçe duvarının kal"ini ve 2.500 TL ecrimisil ödenmesini talep etmiştir.
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili cevabında, parsel sınırı belirlenip duvar yapılırken dava konusu 343 parsel sayılı taşınmazın davacıdan önceki malikinin haberdar olduğunu, gerekli izin ve müracaatların yapıldığını, aplikasyon yaptırılarak ölçüm sonucu belirlenen sınıra göre duvarın yapıldığını, davacının taşınmazında bir eksiklik meydana gelmişse bunun duvardan kaynaklanmadığını, vekil edenlerinin davalıların iyiniyetli olduklarını ve taşınmazın rayiç bedelinin ödenerek kendi adlarına temliken tescil talepleri bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan ... 19.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile taşınmazını sattığını bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalıların 343 parsel sayılı taşınmaza el atmalarının önlenmesine, taşınmaz üzerinde davalılar tarafından inşa edilen duvarın kaline, 1.363,47 TL ecrimisil bedelinin davalılardan tahsiline, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ile davalılardan ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve kal isteğine ilişkindir. Hüküm el atmanın önlenmesi ve kal yönünden temyize getirilmiştir.
1.Dosya arasında bulunan 581 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde, yargılama sırasında davalılardan ..."nun 8/A bağımsız bölüm numaralı taşınmazının 24.03.2014 tarihinde satış nedeni ile adına, davalılardan ..."nın 12/A bağımsız bölüm numaralı taşınmazının ise 06.11.2015 tarihinde satış nedeni ile adına tescil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dağkent Sitesi"nin tecavüzlü bahçe duvarına yönelik olarak açılmış olan dava site içerisinde bulunan taşınmazların yeni maliklerine yöneltilmeksizin Mahkemece karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
2. Taraflara hukuki dinlenilme hakkının verilmesi Anayasal bir haktır. Anayasamızın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinde de Hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkı içerisinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 27. maddesi hükmüne göre, “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” Yine HMK’nin 118-186 maddeleri arasında yazılı yargılamanın tamamının ne şekilde yapılması gerektiği açıklanmıştır. Kanun"un 184. maddesinde “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir Mahkemece tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder” hükmü ve aynı kanunun 186. maddesinde “Mahkeme tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla 2 tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir .” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince; 26.05.2016 tarihli celsede davacı asil ve vekili, bir kısım davalılar vekili ve davalılardannun hazır bulunduğu, davalılardan ..., ..., ve ..."in hazır bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece HMK"nin 186. maddesine göre hazır bulunmayan davalıların sözlü yargılama ve hüküm için tayin edilecek gün ve saatte hazır bulunmaları davetiye gönderilmesi ve gönderilecek olan davetiyede belirlenen gün ve saatte hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceğinin ihtar edilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olarak davalıların savunma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmek suretiyle son celsenin görülüp karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili, davalı ... ve davalı ..."nun temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılardan davalı ..."ya ve davalı ..."na ayrı ayrı iadesine, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.