10. Hukuk Dairesi 2015/1407 E. , 2015/3104 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ... sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
06.01.2013 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık kaydı bulunan davacının, 02.01.2013 günlü borçlanma başvurusu ve ödemeyle ..."da geçen bir kısım yurtdışı çalışma süresini 5510 sayılı Kanun"un 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde borçlandığının ve 14.10.1969 tarihinden itibaren ... Sigortası kapsamında çalışmasının bulunduğunun anlaşılması karşısında; Türkiye Cumhuriyeti ile ... Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin konuya ilişkin 29"uncu maddesinin 4"üncü fıkrası uygulanmak suretiyle ... Sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de de sigorta başlangıç tarihi olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Kanunun 1. Maddesi uyarınca sigortalı 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinden, sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesinde de 18 yaşını ikmal ettiği tarihin nazara alınması; bir başka deyişle ... Sigortasına 18 yaşından önce girmiş olsa dahi sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği tarih olarak belirlenmesi gerekir.
Bu kapsamda sigortalının yaş tashihi ile yaşının büyütülmesi halinde hangi tarihin esas alınacağına ilişkin 3201 sayılı Kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. 506 sayılı Kanunun 120. Maddesinin 3. fıkrasında; “iş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsislerini ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya 506 saylı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre; sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önceki yaş tashihleri gelir ve aylık tahsisi ile gelir peşin sermaye değeri hesabında nazara alınmayacaktır.
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler de, 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanununu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.” şeklinde, aynı Kanunun 35.maddesi ""(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.” şeklindedir.
Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun ""Maddi hatalar"" başlıklı 38. maddesi; " (1) Bu Kanunun 7 nci maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden; dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtlar maddî hata kapsamında değerlendirilir. Bu tür maddî hatalar Genel Müdürlükçe ya da nüfus müdürlükleri tarafından düzeltilir veya tamamlanır." hükmünü, aynı Kanunun ""Tarihlerde düzeltme ve tamamlama yetkisi"" başlıklı 39. maddesi ise; ""(1) Genel Müdürlük, nüfus kayıtlarına göre vatandaşların hicrî veya rumî tarihle yazılmış nüfus olaylarının tarihlerini miladî yıla çevirerek aile kütüklerine geçirmeye, doğum tarihlerinin ay ve günü belli olmayanların da eksikliklerini tamamlamaya yetkilidir. (2) Doğum tarihlerinde doğum yılı yazılıp, doğum ayı ve günü yazılmamış olanların yaşlarının hesaplanmasında doğduğu yılın Temmuz ayının birinci günü, ayı yazılıp da günü belli olmayanlar için de o ayın birinci günü başlangıç olarak alınır."" hükmünü içermektedir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 38. ve 39. maddesine istinaden ve idari tasarrufa dayalı olarak yapılan kayıt tashihlerinin (kayıt düzeltmelerinin), 506 sayılı Kanunun 120"nci maddesinin 3"üncü fıkrası kapsamında yaş tashihi niteliğinde bulunmadığı açıktır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.12.2008 gün ve 2008/10-784 Esas - 2008/768 Karar sayılı ilamında da aynı yaklaşım benimsenmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; dosyada mevcut bulunan davacıya ait nüfus kaydının düşünceler bölümünde, 5490 sayılı Kanunun 39. maddesi ve Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 07.08.2006 tarihli oluruna dayanılarak doğum tarihi tamamlama ve doğum tarihi 01.06.1953 iken 01.06.1951 olarak kayıt düzeltme işlemi yapıldığı belirtilmiş olmakla, söz konusu tashih işleminin 506 sayılı Kanunun 120. maddesinin 3. fıkrası kapsamında yaş tashihi niteliğinde bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.