Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/637
Karar No: 2011/4437
Karar Tarihi: 19.9.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/637 Esas 2011/4437 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/637 E.  ,  2011/4437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve ..., dahili davacılar ... ve ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.11.2010 gün ve 133/183 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili, 109 ada 10, 110 ada 47, 114 ada 15 ve 112 ada 16 sayılı parsellerin esasen vekil edenlerin miras bırakanları ..."in yurt dışından kardeşi ve davalı ..."in eşi ...’e gönderdiği paralarla satın alındığını, ...’in öldüğünü, kadastro tespitleri sırasında dava konusu taşınmazların hatalı olarak ölü ..."ın eşi davalı ... adına tespit ve tescil edildiklerini, ...’in yurtdışında çalıştığı sırada kardeşi ..."a yurt dışından gönderdiği paralarla alındığını, daha sonra yapılan inceleme sonucu durumun vekil edenleri tarafından öğrenildiğini, vekil edenlerinin miras bırakanı ..."in de öldüğünü belirterek anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile ölü muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı ... vekili 30.9.2009 tarihli cevap layıhasında; dava dilekçesindeki değerin az gösterildiğini, ... ile davalının eşi ..."in kardeş olduklarını, birlikte oturdukları dönemde ortaklaşa alınmış taşınmazlar olduğunu, ..."ın ölümünden sonra davalı ... ile davacıların murisi ... arasında 5.6.1995 tarihli taksim sözleşmesi yapıldığını ve taşınmazların bu sözleşme gereğince vekil edenine düştüğünü, buna karşın taşınmazların kadastro tespitleri sırasında ½ pay oranında vekil edeni ile ... adına tespit ve tescil edildiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların miras bırakanlarından intikal ettiğini, davalının eşi ..."in 1995, davacıların miras bırakanı ..."in ise 2009 yılında öldüğünü, davalı ve davacıların miras bırakanları ... arasında yapılan 2002 tarihli taksim senedinin dosya arasında bulunduğunu, taşınmazları bölüştüklerini, ..."in kadastro çalışmaları sırasında yapılan tespitten haberdar olmasına karşın yaşamı boyunca itirazda bulunmadığını davalı açısından zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu gerekçe göstermek suretiyle Kadastro Kanununun 14 ve TMK.nun 713. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde vekil edenlerinin miras bırakanları ..."in Almanya’da çalıştığını, davalının eşi ve muris ..."in kardeşi ..."a para yollamak suretiyle dava konusu taşınmazların alındığını, ancak kadastro tespitleri sırasında her nedense davalı ... adına tespit ve tescil edildiklerini açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Uyuşmazlık konusu 109 ada 10, 110 ada 47 sayılı parsellerin 2003, 114 ada 15 ve 112 ada 16 sayılı parsellerin ise 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla nitelikleriyle tam pay olarak davalı Mehmet kızı ... adına tespitlerinin yapıldığı, kadastro tutanaklarının 2005 yılında kesinleştikleri ve böylece Senem adına tapu kayıtlarının oluştuğu belirlenmiştir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacıların miras bırakanı ... 30.6.2009 ve davalının murisi ..."in ise 13.2.1993 tarihinde öldükleri, davacılar vekilinin 114 ada 15 sayılı parselle ilgili davasını 15.9.2010 tarihinde atiye bıraktığı ve davalı tarafında aynı tarihli yargılama oturumunda atiye bırakma isteğine karşı bir diyeceklerinin olmadığını açıklamıştır.
    Her ne kadar davalı vekili cevap layıhasında kadastro tespitlerinin ½ oranında yapıldığını savunmuş ise de, bu savunmanın doğru olmadığı tapu kayıtları ve dosya kapsamı ile sabittir. Davacılar vekili, 7.10.2009 tarihli dilekçesinde davalı tarafın dayandığı ve mahkemenin de kararına gerekçe yaptığı 5.6.1995 tarihli taksim senedinin sahte olduğunu ve altındaki imzanın ..."e ait olmadığını ileri sürmüş, bu iddiasını 15.9.2010 tarihli yargılama oturumunda da tekrarlamış ve bu hususu aynı zamanda temyiz sebebi yaptığı anlaşılmıştır. Mahkemece 15.9.2010 tarihli ara kararı ile hiçbir gerekçe göstermeksizin sadece “imza incelemesi yapılmasına yer olmadığına…” denilmek suretiyle davacı vekilinin sahtelik yönündeki imza incelemesi isteği reddedilmiştir. Halbuki bu sehtecilik iddiasının HUMK.nun 222 ve devamı maddeleri gereğince “hadise” şeklinde mevcut uyuşmazlıkla birlikte çözümlenmesi gerekirdi. Öncelikle sahtelik (imza) incelemesinin yapılması, ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, hiçbir gerekçe gösterilmeden bu yöndeki davacı taraf iddiasının ara kararı ile reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu bakımdan yukarıdaki açıklamalar göz önünde tutularak öncelikle 5.6.1995 tarihli senedin sahte olup olmadığı, senet altındaki imzanın davacıların miras bırakanı ..."e ait olup olmadığı yönündeki incelemenin yöntemine uygun bir biçimde yapılması ve ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabul şekline göre de, 114 ada 15 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması yerinde değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.9.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi