
Esas No: 2020/3447
Karar No: 2021/702
Karar Tarihi: 09.02.2021
Danıştay 3. Daire 2020/3447 Esas 2021/702 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3447
Karar No : 2021/702
Kararın Düzeltilmesini İsteyen: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
Vekili : Av. …
İstemin Özeti:Davacı adına, …Plastik Doğrama Cam İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden alınamayan 2003 yılına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerini; davacının, 20/06/2001 tarihli noter onaylı hisse devri sözleşmesi ile şirketteki tüm hisselerini devrettiği, dolayısıyla, şirketle bağı kalmadığı döneme ilişkin vergi borçlarından sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; davacının, temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin 14/12/2001 tarihli şirket genel kurul kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilmediği ve ...Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23/09/2014 tarihli yazısına göre halen temsile yetkili kişi olduğu dikkate alındığında, asıl borçlu şirketin 2003 yılına ilişkin borçlarından sorumluluğunun devam edeceği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 18/02/2020 tarih ve E:2016/4211, K:2020/836 sayılı kararının; dava konusu ödeme emri içeriği borçların ilgili olduğu dönemde asıl borçlu şirket ile hiçbir alakasının bulunmadığı, alacağın zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti :Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemiz kararı kaldırıltıktan sonra temyiz istemine konu kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 18/02/2020 tarih ve E:2016/4211, K:2020/836 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idarenin temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmış, aynı Kanun'un 93. maddesinde, takakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak; adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edilmesi öngörülmüş ve aynı Yasanın 103. maddesinde, muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması ve bu yüzden mektubun geri gelmesi, başkaca sebeplerden dolayı tebliğin yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde tebliğin ilan yoluyla yapılması kuralına yer verilmiş ve 101. maddede de bilinen adresler sayılmıştır.
Asıl borçlu … Plastik Doğrama Cam İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına 2003 yılına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin bilinen adresinde tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ edildiği olayda, Vergi Mahkemesince verilen … ve … tarihli ara kararları ile davalı idareden asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirleri ve bunlara ilişkin tebliğ alındıları ile mal varlığı araştırmasına ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, ara kararları uyarınca dosyaya sunulan belgelerden, asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ alındılarına iade notu düşülerek geri gönderilmesi sonrasında ilanen tebliğ edildiği, alacak bu şekilde kesinleştirilerek dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı idare tarafından asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliği edilerek içerdiği kamu alacağının usulüne uygun biçimde kesinleştiği ileri sürülmekte ise de Mahkemece verilen ara kararları üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre ilanen tebligat için gerekli şartlar oluşmadığından, başka bir anlatımla kamu alacağının asıl borçlu şirket nezdinde ki takibinin usulüne uygun olarak yapıldığı somut bir şekilde ortaya konulamadığından, yazılı gerekçeyle dava konusu ödeme emirlerinin iptali yolunda verilen kararda sonucu itibariyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 09/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.