Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/476
Karar No: 2011/4431
Karar Tarihi: 19.09.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/476 Esas 2011/4431 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/476 E.  ,  2011/4431 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile ...Gıda Madencilik Sanayi ve Ticaret Limidet Şirketi aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 10.11.2010 gün ve 436/631 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde; 117 ada 2 sayılı parselin babası ölmeden önce senet karşılığında kendisine verdiğini, kendisinin zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında her nasılsa uyuşmazlık konusu taşınmazın tamamının davalı şirket adına tapuya tescil edildiğinin öğrenildiğini açıklayarak davalı...Gıda Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına bulunan tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Şirket vekili 27.9.2010 tarihli cevap layihasında; hak düşürücü süre ile zamanaşımı sürelerinin dolduğunu davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın tamamını 21.7.2010 tarihinde ..."ın mirasçıları olan ... Yorulmaz, ... Yorulmaz ve ..."dan tapuda yapılan satış ve devirle vekil edeni Şirket tarafından satın alındığını, bu nedenle taşınmazın kadastro sırasında değil tapuda yapılan satış ve devirle vekil edeni şirkete geçtiğini, dava dilekçesinde gösterilen 1000 TL’lik değerin gerçek değeri yansıtmadığını bu nedenle değerin saptanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ile davalı şirketin kötü niyetli olarak hareket ettiğinin kanıtlanamadığını, anılan şirketin çevre taşınmazları da yatırım yapmak suretiyle ve krom atölyesi kurması için satın aldığını, bu nedenle kötü niyetten söz edilemeyeceğini gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve harici satın alma hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 117 ada 2 parsel 2.8.2002 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... evlatları ..., ... ve ... tarafından 20 yılı aşkın bir süreden beri zilyet ve tasarruf ettikleri gerekçesiyle 1/3’er pay oranında adı geçenler adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 12.1.2.2002 tarihinde kesinleşmesiyle tespit malikleri adına tapu kaydı oluşmuştur. Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın babası ...’a ait olduğunu, ölümünden önce senet karşılığında kendisine verildiğini açıklamış, 28.9.2010 tarihli yargılama oturumunda ise, babasının 1992 yılında tüm mallarını kendisine hibe ettiğini belirterek hibe senedini dosyaya sunmuştur. Davalı şirket ise taşınmazı tapuda satın aldığı savunmasına dayanmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi İbrahim Önal esasen dava konusu taşınmazın davacı ..."ın dedesi ..."den davacının babası ..."a kaldığını, ..."ın yaklaşık 15 yıl kullandığını, ölümünden sonra çocukları arasında yapılan paylaşım sonucu davacıya kaldığını bildirmiştir. Davacı tanığı ... ise, dava konusu yerin davacının dedesi ..."den babası ..."a kaldığını ve ... ölmeden önce kendi tasarrufunda bulunan taşınmazlarını davacıya verdiğini ifade etmiştir.
    Saptanan somut olgular karşısında dava konusu taşınmazın ilk malikinin davacının dedesi ... olduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Tespit malikleri de davacının halası olan muris ..."in kızı olduğuna göre, ..."den kalan taşınmazların halası ile babası arasında paylaşılıp paylaşılmadığı hususu üzerinde mahkemece durulmamıştır. Taşınmaz ortak miras bırakan ..."den kaldığına göre terekesinin mirasçılar arasında paylaşılıp paylaşılmadığının mahkemece araştırılıp belirlenmesi gerekir. Şayet miras bırakandan kalan taşınmazlar paylaşılmamış ise davacının halasının çocukları olan tespit maliklerinin de payının bulunduğunun kabulü gerekir.
    Bundan ayrı yerel bilirkişi dava konusu taşınmazın davacının babasının ölümünden sonra yapılan paylaşım sonucu davacıya geçtiğini açıklamış, davacı ve tanığı ise muris ..."nın ölmeden önce dava konusu yeri oğluna verdiğini bildirmişlerdir. Bu yöndeki beyanlar arasında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişkininin de HUMK.nun 265. maddesi uyarınca giderilmesi gerekmektedir.
    Saptanan bu somut olgular karşısında öncelikle dava konusu taşınmazın dip muris ..."e ait olduğu gözetilerek ..."in mirasçıları arasında yöntemine uygun bir biçimde ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşımın yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu yerin ..."in mirasçılarından kime düştüğü, davacının babası ..."ya düşmüş ise davacı ..."a ne biçimde intikal ettiği hususları üzerinde durulması ve belirtilen konuların yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması gerekir. Bundan başka davalı şirket 21.7.2010 tarihinde dava konusu 117 ada 2 sayılı parseli tespit ve kayıt malikleri olan ..., ... ve ..."dan tapuda yapılan satış ve devirle satın aldığına göre dava konusu taşınmazın davacı ve babası ..."a ait olup olmadığı hususunu bilebilecek durumda olup olmadığının TMK.nun 1023. maddesine uygun olarak araştırılıp saptanmalıdır. 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararında; “…vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyi niyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan veya bertaraf eden iyi veya kötü niyetin bu durumda mahkemece re’sen nazara alınabileceğine…” işaret edilmiştir. Yine 18.11.1991 tarih ve 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararında ise; “…tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden kimseye karşı MK.nun 931. maddesinde öngörülen iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında, dava açma iradesinin iktisabın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığına, kaldı ki öyle olmasa bile burada kötü niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğuna, bu nedenle yargılama sona ereceğine kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceğine…” açıklamasına yer verilmiştir. Tarih ve sayısı verilen Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararlarının kapsamları gözetilerek davalı şirketin 4721 sayılı TMK.nun 1023 ve 1024. maddeleri karşısındaki hukuki durumunun bu bakımdan araştırılıp saptanması zorunludur.
    Öte yandan, taşınmazın dip muris ..."den kaldığının kesinleşmesi ve mirasçıları arasında paylaşımın yapılmamış olduğunun saptanması durumunda TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince dava koşulunun gözönünde tutulması, davacının iddiasının kanıtlanması halinde ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde açıklanan ilkeler gözetilerek miktar araştırmasının yöntemine uygun bir biçimde yapılması düşünülmelidir.
    Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıdan alınmasına 19.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi