16. Ceza Dairesi 2019/9565 E. , 2021/4103 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63;
2- Sanık ... hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63
maddeleri uyarınca mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatları, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde
eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle, ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında;
Mahkeme kabulüne esas alınan ve sanık hakkında örgüt üyeliği suçunun oluşmasına belirleyici delil olan ByLock tespit değerlendirme tutanağının incelenmesinde; gerekçeli kararda da belirtildiği üzere ByLock programının hangi hat üzerinde kullanıldığının belirlenmemiş olması ve sanığın istikrarlı savunmaları karşısında; öncelikle ByLock tespit değerlendirme tutanağında ekli kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile söz konusu şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması suretiyle ByLock programının sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının tereddüte yol açmayacak şekilde belirlenmesi, yine söz konusu şahıslara ait ByLock tespit değerlendirme tutanaklarının getirtilerek varsa yazışma içeriklerinin irdelenmesi, ayrıca şahıslarla ilgili soruşturma ve dava açılması halinde evraklarının dosya içerisine getirtilmesi, UYAP veri havuzundan da araştırma yapılarak sanık hakkında itirafçı beyanı olup olmadığının saptanması, sanıkla ilgili beyanlarının bulunması halinde ifadelerinin getirtilmesi, gerekirse tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması ve toplanan tüm bu delillerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra değerlendirilerek sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayinin gerektiği hususunun gözetilmemesi,
2- BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ"de
gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği nazara alındığında; sanığın istikrarlı savunmaları ile mahkemenin de kabule esas aldığı Bankasya"ya para yatırma işlemi göz önünde bulundurulduğunda, sanığın savunmalarının da denetlenmesi bakımından dosya kapsamında bulunduğu anlaşılan iltisaklı banka ve diğer bankalardaki hesap hareketleri ve kayıtlarının konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile mutad hesap hareketleri dışında örgüt liderinin talimatları doğrultusunda, talimat tarihleri ve sonrasında para yatırma ya da sair bankacılık hizmetlerinin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesinden sonra, sonucuna göre terör örgütü ile iltisaklı bankada gerçekleştirdiği hesap hareketlerinin örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışılarak hukuki durumunun buna göre takdir ve tayininin gerekmesi,
3- Hükme esas alınan ve duruşma tutanaklarında yer alan tanık beyanları ile sanığın kayınbabasına ait taşınmazın satışına dair olduğunu savunduğu hukuki işlemlerin hangi açıdan sanığın aleyhine kabul edilerek örgütsel eylem ve faaliyet kapsamında değerlendirildiği karar yerinde tartışmasız bırakılıp, sanığın lehine olup savunmalarında ileri sürdüğü deliller değerlendirilmeyerek örgütün amaçları doğrultusunda örgütsel faaliyette bulunduğuna ilişkin kabulün hangi somut delille dayandığının karar yerinde gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.