MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Beraat

1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.11.2007 tarihli, 248-251 sayılı ve 20.10.2009 tarihli, 2009/89-243 sayılı kararları ile uyum gösteren Genel Kurul ve Daire kararlarında açıklandığı üzere, Ceza Yargılama Kanununda mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK"nin 193/2. maddesinin, dosya kapsamına göre ilk bakışta mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulması gerektiğinin anlaşılması hali ile sınırlı olarak uygulama yerinin mevcut olduğu, delil takdiri ile hüküm kurulması halinde sanık ...’nın sorgusunun yapılması gerektiği gözetilmeden dosyada mevcut deliller tartışılarak beraat kararları verilmesi,
2-Sanıklar hakkında ortağı ve yetkilisi oldukları ....... Ltd. Şirketinde 2008 takvim yılında POS cihazlarından gerçek bir alım ve satıma dayanmayan komisyon karşılığı kredi kartı çekimleri yapmak sureti ile sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanık ...’in şirkete Saim iş kursun diye sadece hissedar göründüğünü, şirketin faaliyeti ile ilgisinin olmadığının ve fatura düzenlemediğini savunduğu, vergi inceleme raporlarında sanıkların şirketinin kontör alışların haklarında sahte fatura düzenlemek ve POS tefeciliği yapmaktan vergi tekniği düzenlenen mükelleflerden olduğu, adlarına fatura düzenlenen 12 kişinin nakit para karşılığı kredi kartlarından komisyon karşılığı çekim yaptıklarını, herhangi bir belge almadıklarını beyan ettiklerinin tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması için;
a) Faturaların, gerçek kontör satımına ilişkin olup olmadığının belirlenmesi yönünden, sanıkların satımını yaptıkları kontörlerle ilgili kayıtları getirtilerek, yeterli kontör girişi olup olmadığı, alım ve satım miktarlarının uygunluğu yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması;
b) Sanıkların iş yerinde kredi kartı ile yapılan işlemlerin fatura kesilen kişilere ait müfettiş ifade tutanakları getirtilerek, bu kişiler arasından kanaat oluşturacak sayıda kişinin tanık sıfatıyla dinlenerek, yapılan işlemlerin gerçek kontör alımına dair ve fatura karşılığı olup olmadığının sorulması,
c) Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluğun, 213 sayılı Kanun’un 10. ve 333. maddelerinde düzenlenmiş ve aynı Kanun’un 359. ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağı, tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemiş ise sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlara göre suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olacağı dikkate alınarak, bu kapsamda araştırma yapılarak sanıkların sorumluluklarının ve suça ne şekilde katıldıklarının belirlenmesi,
Sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile beraat kararları verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
15.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.