Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/46 Esas 2011/4422 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/46
Karar No: 2011/4422
Karar Tarihi: 19.09.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/46 Esas 2011/4422 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı ve davacı aynı evde yaşarken davacı 8 numaralı bağımsız bölümü satın almış ancak tapuda davalının adına tescil edilmiştir. Mahkeme, evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejimi esas alınarak davalıdan 10.000 TL katılma alacağının tahsiline karar vermiştir. Ancak, taşınmazın haricen düzenlenen sözleşmeyle koca tarafından satın alınıp bir süre sonra tapuda yapılan satışla davalı eş adına tescil edilmesi gizli bağış niteliğinde olduğu için mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteğinde bulunulamaz. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki hukuki ilişkiye hatalı bir şekilde yaklaşılmıştır. Kararda, TMK madde 225, TMK madde 170, 4722 sayılı TMK madde 10/1 ve 4721 sayılı TMK madde 202/1 açıklanmıştır. Ayrıca, Borçlar Kanunu’nun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücuyu öngören usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek de bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2011/46 E.  ,  2011/4422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair ...Aile Mahkemesinden verilen 05.10.2010 gün ve 349/461 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, tarafların 1997 yılında evlendiklerini evlilik birliği içerisinde edinilen 356 ada 19 parsel üzerindeki 8 numaralı bağımsız bölümden dolayı alacağı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak 10.000 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 16.09.1996 tarihinde evlenmişler, 03.07.2007 tarihinde açılan boşanmayla ilgili davanın kabulle sonuçlanması üzerine 02.04.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. Eşler arasındaki evliliğin boşanmayla sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.m. 225).
    Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 03.07.2007 tarihine kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.).
    Dava konusu taşınmaz, önceki malik... tarafından 01.01.2002 tarihinde düzenlenen satış sözleşmesi ile davacı koca Aşkın Demirtaş’a satılmış, 16.10.2002 tarihinde tapuda işlem yapılmak suretiyle aynı kişi tarafından tapuda yapılan resmi satışla davalı eş ... adına tescil edilmiştir. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere dava konusu 8 nolu bölüm, davacı ... tarafından 01.01.2002 tarihinde “ konut alım sözleşmesi” ile satın alınmış ancak tapuda adına devir yapılmamış yaklaşık 10 ay kadar sonra resmi satışla davalı eş Şakire adına tescil edilmiştir. HUMK. nun 74 ve 76.maddeleri uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ise hâkime aittir. Somut olayda; taşınmazın haricen düzenlenen sözleşmeyle koca tarafından satın alınarak bir süre sonra tapuda yapılan satışla davalı eş adına tescil edilmesinin HGK.nun 30.12.1992 tarih 586/782 Esas ve Karar sayılı kararı uyarınca gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. Hibe edilen taşınmazla ilgili olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunulamaz. Öte yandan Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücuyu öngören usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek de bulunmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye yanlış anlam verilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 19.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.