18. Ceza Dairesi 2015/33564 E. , 2016/17062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yöntemince tebliğ edilmediği, tebligat parçasında muhatabın adreste bulunmama nedeninin ve kendisine haber verilen komşusunun kim olduğu belirtilmediğinden temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, Yatağan Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/587 esas, 2015/216 sayılı kararı ile sanık hakkında, aynı suç tarihinde katılan ..."ya yönelik tehdit eylemi sebebiyle mahkumiyet kararının verildiğinin anlaşılması karşısında, belirtilen dosyanın incelenerek sanık hakkında açılmış ikinci bir davanın olup olmadığının tespiti ile davanın reddi şartlarının oluşup oluşmadığı tespit edilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, hakkında yapılan şikayet üzerine kendisini karakola davet eden polis memurları ... ve ..."ya hitaben "savcıdan yazılı emir getirin, şerefsizler" diyerek kapıyı kapattığı, ... ve ... gerekli yazıyı almak için sanığın evinden ayrıldıkları, sonrasında sanığın, polis karakoluna gelerek kapıda görevli polis memuru ..."a hitaben ""az önce iki tane çaylak a.... Koyduğum polis memuru evime geldi,"" şeklinde hakaret etmesi üzerine katılan ..."un kendisini uyardığı sanığın bu seferde Yusuf"a hitaben "" sövsem ne olacak g... Sinkaf ettiğimin polisi şeklinde hakarette bulunduğu olayda, TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir olay için ayrı ayrı ceza verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.