12. Hukuk Dairesi 2018/11366 E. , 2019/3682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu şirket vekilinin, sair şikayet nedenleri ile birliktte icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürerek icra emri tebliğinin 15.06.2015 olarak tespitine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlunun bilinen ticaret sicilindeki adresine icra emrinin tebliğ edilmesi nedeniyle, tebliğin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle anılan bu şikayetin de reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir. Tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32.maddesi gereğince; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172 E.-107 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Somut olayda; ... ve ... Ticaret Sicili müdürlüklerinin cevapları ve ticaret sicili gazetesinin incelenmesi ile borçlu şirketin ticaret sicili adresinin 23.07.2013 tarihinden itibaren ""... Mah. ... Bulvarı no:7/10 ...-..."" adresi olarak değiştirildiği, icra emrinin ise 14.05.2015 tarihinde eski ticaret adresi olan ""... Sok. no:33/1 Aşağı .... -... "" adresine yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda, borçlu şirketin, tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı adresinin; “... Mah. ... Bulvarı no:7/10 ...-...” olduğu ve bu yeni adresinin de ... Sicili Gazetesinde ilan edildiği halde, bu adresi yerine borçlu şirketin eski adresinde yapılan tebligat, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olup usulsüzdür.
O halde mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile anılan konudaki şikayetin de reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.