17. Hukuk Dairesi 2018/4770 E. , 2020/4382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin ... Bankası ... şubesinden ihtiyaç kredisi kullandığını ve ... Bankası ile davalı ...Ş. arasında yapılan sözleşme gereğince 07.07.2009 tarihli hayat sigortası poliçesinin tanzim edildiğini, müvekkillerinin murisinin 03.04.2010 tarihinde vefat etmesine rağmen davalının tazminat ödemeyi reddettiğini, ölüm belgesinin ihtisas sahibi olmayan sağlık ocağı doktoru tarafından düzenlendiğini, ölüm belgesinde belirtilen hastalıkların müvekkillerinin murisinde olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.666,00 TL vefat tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 6.666,00 TL alacağın 3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesine göre 17/05/2010 tarihi itibariyle işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar ile dahili davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı ölüm tazminatı istemine ilişkindir.
HMK"nın 297. maddesinde hükümde hangi hususların yer alacağı belirtilmiştir. HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu hükmü getirilmiştir. Bunun amacı, hükmün infaz edilecek kısmı sonuç kısmı olacağından sonuç kısmının infaz ve uygulamaya elverişli olarak yazılmasını sağlayarak infazda tereddüt yaratmamaktır.
Somut olayda, davanın TTK"nın 3. maddesi uyarınca ticari iş olması sebebiyle, 3095 Sayılı Kanunun 1. ve 2/1. maddesi uyarınca avans faizine hükmedilmesi gerekirken, infazda kuşku yaratacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan ve re’sen görülen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ilk paragrafında yer alan "3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesine göre 17/05/2010 tarihi itibariyle işleyecek temerrüt faizi" ibarelerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "3095 Sayılı Kanunun 1. ve 2/1. maddesi uyarınca 17/05/2010 tarihi itibariyle işleyecek avans faizi" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.