20. Hukuk Dairesi 2019/2518 E. , 2019/4262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, ... köyü 125 ada 1 parsel sayılı taşınmaz önce 56.000 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile, Ocak 1960 tarih 4, Eylül 1966 tarih 70, Ocak 1960 tarih 3, Mart 1940 tarih 1 sıra numaralı tapu kayıtları uygulanmak suretiyle payları verilmeden davalı Hazine ve davacılar adına tespit edilmiş, sonrasında 13.04.2006 tarihli Kadastro Komisyon Tutanağı ile yapılan kontroller neticesinde dayanak Mart 1940 tarih 1 sıra numaralı 11.000 m2"lik tapu kaydının tedavül görerek ifraz olup 10.000 m2"sinin Ocak 1960 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı ile davalılar murisi Tahir Koyuncu adına, 1.000 m2"sinin ise Ocak 1960 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı ile davalı Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmış ve 4 nolu tapunun kapsadığı yer 1.000 m2 olarak 125 ada 2 nolu parsel altında Hazine adına tespit edilmiş, 125 ada 1 nolu parsel ise 52.937 m2 olarak Ocak 1960 tarih 3, Eylül 1966 tarih 70 ve Mayıs 1934 tarih 159 sıra numaralı tapu kayıtları uygulanmak suretiyle tarla niteliği ile davalılar adına tespit edilmiştir.
Hazine, 125 ada 1 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kayıtlarının değişir sınırlı olduğu, bu nedenle miktarı ile geçerli sayılması gerektiği; evveliyatı orman olan, ormandan ve meradan kazanılan yerlerin zilyetlik ve zaman aşımı yolu ile edinilemeyeceğini ileri sürerek, tapu kaydı miktar fazlasının Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21/09/2010 gün ve 2010/5382-10853 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları dışında kaldığı ve tapu kayıt miktar fazlası yönünden de zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Tespitte esas alınan tapu kaydı mahkemece ilk oluşumundan itibaren sıra izler biçimde dosyaya getirtilmediği için takip edilememekle birlikte 2510 Sayılı Yasa ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu kayıtların fotokopilerinin değil, sıra izler biçimde asıllarının getirtilmesi gereklidir. Tespit tapularının incelenmesinde bunların "Hazine uhdesinde kalan müfrez tarla" sınırları içerdiği, iktisap sebebi olarak da “Mübadil Rumlardan metruk olup Tapu Komisyonu Kararı gereğince” oluştukları anlaşılmaktadır. Bunlardan Hazineye ifraz edilen yer olduğu, mübadillerden kalan yerler bulunduğu sonucu çıkmaktadır. Bu nedenle; mahkemece, tespitte esas alınan dört adet tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren sıra izler biçimde asılları ile bu kayıtlara ait ifraz krokileri getirtilmeli, daha sonra bir fen elemanı ile yerel bilirkişi ve tespit bilirkişileri eşliğinde yapılacak keşifte tapu kayıtları yöntemince uygulanmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli kroki düzenlettirilmeli, Hazineye ifrazen ayrılan yerler bu krokide gösterilip belirlenmeli, 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince mübadillerden kalan yerlerin tapuda kayıtlı olsun- olmasın zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmelidir. Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır. ” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 1979 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve sonuçları 15/11/1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra, ... köyü mülki sınırları içinde bulunan ormanların 3402 sayılı Kadastro Kanunu uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Kanuna göre orman sınırlarının tespiti ile 1979 yılında yapılan sınırlamanın aplikasyonu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
19/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.