Esas No: 2016/2315
Karar No: 2017/1458
Karar Tarihi: 29.11.2017
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/2315 Esas 2017/1458 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işkolu tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bakırköy 13. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.09.2015 gün ve 2014/506 E.- 2015/396 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.02.2016 gün ve 2016/4349 E., 2016/3769 K. sayılı kararı ile;
(…A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu dilekçe ile; müvekkili sendika tarafından Sağlık Bakanlığı Kadirli Devlet Hastanesi işyerinin ve burada çalışan işçilerin hangi iş koluna girdiğinin tespiti için 6356 Sayılı Sendikalar Kanununun 5. maddesine göre ..."na 04/03/2014 tarih ve 344 sayılı yazı ile başvuru yapıldığını, bu başvuru üzerine ... bu şirkete bağlı tüm işyerlerinde yapılan işler ile işçilerin vasıfları, ne iş yaptıkları, ihale sözleşmesinin niteliği, işçilerin çalıştıkları birimler dikkate alınarak işyerinde müfettişleri aracılığı ile yaptığı inceleme sonucunda dava konusu olarak yazılan işyerlerinde hastane binası ve çevresinin genel temizlik hizmetleri, otomasyon ve veri girişi...vs hizmetlerin yapılmasına rağmen işkolları yönetmeliğinin 10 sıra nolu "Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar iş kolunda" yer aldığının tespit edildiğinin bildirildiğini, Bakanlığın 2014/81 sayılı bu tespit kararının 28/10/2014 tarih ve 29159 sayılı Resmi Gazete de yayınlandığını, bu şirkette daha önce iş kolu tespitinin yapıldığını ve resmi gazetede yayınlanan tespit kararının kesinleştiğini, tespit yapılan hastanede davalı şirkete bağlı olarak çalışan işçilerin bu işyerlerinde sağlık hizmetleri yapmakta olduğunu, tamamen yardımcı sağlık hizmetlerinde çalıştırıldıklarını, bu kişilerin işe alınmasını, çıkarılmasını vs. gibi işverene ait tüm yetkilerin asıl işveren olan hastanede olduğunu, 6356 Sayılı Sendikalar Kanunun 5. maddesi ve İş Kolları Yönetmeliğine göre hastanelerin sağlık iş koluna girdiğini, bu işyerlerinde yapılan işlerin İş Kolları Yönetmeliğine göre 17 nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Koluna girdiğini, asıl işveren alt işveren ilişkisinde muvazaa olduğunu beyan ederek ..."nın 28 Ekim 2014 tarih ve 29159 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014/81 karar nolu iş kolu tespit kararında yer alan Beltur Tur.Taş...Ltd.Şti. tarafından hizmet ihalesi ile alınan Osmaniye Kadirli Devlet Hastanesi işyerlerinde yapılan işlerin 10 nolu "Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" işkoluna girdiğine dair kararın iptali ile bu işyerlerinin ve yapılan İşlerin, İş Kolları Tüzüğünün 17 nolu "Sağlık ve Sosyal Hizmetler" iş koluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Cevabının özeti:
Davalı ... Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu hastanenin adresinin Osmaniye olduğu anlaşıldığından, yetkisizlik kararı verilerek iş bu davanın reddine karar verilmesini, esas yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26/04/2011 gün ve 2011/15435 Esas 2011/12313 sayılı ilamında da belirtildiği üzere "İş kolu tespit davalarında her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip, o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla iş kolu tespitinin gerektiğini, alt işverenin iş kolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenemeyeceğini, alt işverenin iş kolu tespitinin asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiğini, alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını, 2821 sayılı Kanunun 60/2 maddesinde öngörülen ve bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan saylır kuralının, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içinde yürütülen işler için önem taşıdığını, yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı iş koluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı kavramının geçerli olmadığını, iş kolu tespitinde işletme bünyesindeki işyerleri de ayrı ayrı dikkate alındığını, çünkü işkolu tespitinde birim olarak esas alınması gerektiğini, işyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işlerin ise yardımcı işler sayıldığını, işletme iş kolu tespiti için de asıl iş ve yardımcı iş kavramına yer verilemeyeceğini, bu nedenle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı tespitin doğru olup hukuka aykırı olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Beltur Tur. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler Birliği ile yaptığı hizmet alımı ihalesi ve sözleşmesi gereğince Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 01/10/2013 tarihinden itibaren işçi çalıştırmaya başladığını, Kadirli Devlet hastanesinde bu sözleşme gereğince çalıştırdıkları işçilerin tamamının veri giriş çıkış işlemleri yapmakta olduklarını, müvekkilinin ihale ile almış olduğu işte işçi çalıştırmakta olup, işçilerin hangi işkoluna girdiğine karar verme yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, çalıştırdıkları işçilerin yaptığı işin büro işi olduğunu ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı T.C. ... vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde hem iş kolu, hem de muvazaa iddialarının incelenmesi talebi bulunduğunu, öncelikle bu taleplerin ayrıştırılması gerektiğini, dava dilekçesinde muvazaa iddiaları bulunsa da bu konuda iş kolu tespitine konu olan iş yerleri yönünden, alınan hizmet işlerinin muvazaalı sayılmasını gerektirecek herhangi bir idari tespit ya da yargı kararının taraflarına ulaşmadığını bu nedenle iddiaların temelsiz olduğunu ve Bakanlık tarafından yapılan tespitin doğru olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yapılan işin "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar " işkoluna girdiğinin açık olduğunu, davacı sendikanın dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tespite konu Kadirli Devlet Hastanesi işyerinde hizmet alımı ihale yoluyla Davalı Beltur Ltd Şti tarafından yapılan işlerin girdiği iş kolunun tespiti için keşif yapılarak İş Hukuku kürsüsünden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, iş yerinde yapılan veri girişi, veri hazırlama, otomasyon, bilgisayar programlama ve bilgisayarlı danışmanlık faaliyetleri gibi faaliyetlerin niteliği gereği "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" iş koluna girdiğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı şirketin asıl işveren olan Sağlık Bakanlığı"ndan ihale ile aldığı ve Sağlık Bakanlığı işyerinde yürüttüğü işlerin ise, bizzat sağlık işi olmayan büro işi sayılacak veri giriş-çıkış, bilgisayar ortamında her türlü yazışma işleri, hasta kabul, yatış ve taburcu işleri, muayene ile ilgili kayıt tutma, tanı ve ilaçların hastanın şahsi dosyasına işlenmesi işleri olduğu, bu nedenle davalı ... Bakanlığınca, davalı şirketin davalı ... Bakanlığı"na bağlı Kadirli Devlet Hastanesinde alt işveren olarak ihale ile alıp yürüttüğü işin, "sağlık ve sosyal hizmetler" iş koluna değil "ticaret,büro, eğitim ve güzel sanatlar" iş koluna girdiği yönünde yapılan tespitinin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tespite konu işyerinde yapılan işin “ticaret, büro, eğitim, güzel sanatlar” işkoluna mı yoksa “sağlık ve sosyal hizmetler” işkoluna mı girdiği noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin Sağlık Bakanlığına bağlı Kadirli Devlet Hastanesi ile hizmet alım sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşmenin konusunun veri hazırlama ve kontrol hizmeti işlerinin oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece işyerinde yapılan işlerin veri girişi, veri hazırlama, otomasyon, bilgisayar programlama faaliyetleri olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, hukuki nitelemenin de bilirkişi tarafından değil mahkeme tarafından yapılması gerektiği gerekçeleriyle taraf vekillerinin keşif ve bilirkişi raporu alınması talepleri reddedilmiş ve davacının alt işveren olarak Sağlık Bakanlığına bağlı Kadirli Devlet Hastanesinde ihale ile alıp yürüttüğü işlerin sağlık ve sosyal hizmetler iş koluna girdiği yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin “hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu” yönündeki tespiti yerinde olmakla birlikte işkolu tespitinin iptalinin talep edildiği somut uyuşmazlıkta, işyerinde yapılan işlerin birebir ne olduğu ortaya konmadan, işyerinde çalışan işçilerin tek tek görev yerleri ve filen yaptıkları görevler somut olarak tespit edilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Davacı şirket, ihaleyle iş aldığı hastanelerde çalıştırdığı işçilerin hangi adla çalıştırılırsa çalıştırılsın doğrudan “sağlık ve sosyal hizmetler” işkoluna giren işleri yaptıklarını iddia etmektedir. Bu sebeple işçilerin fiilen yaptıkları işin belirlenmesi noktasında, uzman bilirkişilerle davalı alt işverene ait işyerinde keşif yapılmalı, bu işyerinin hangi iş kolunda olduğu açıklığa kavuşturulmalı, bu yapılırken nitelik olarak ağırlıklı işin, çalıştırılan işçilerin görev tanımları değerlendirilerek belirlenmeli ve bunu somut olarak ortaya koyacak bir rapor alınmalıdır.
Ağırlıklı iş belirlenirken de işçilerin hangi işleri yaptıkları, birden fazla iş yapılıyorsa işçilere göre istatistiksel verilerin nasıl olduğu, bir işçi birden fazla iş yapıyorsa ayrı ayrı zamanının ne kadarını söz konusu işlere ayırdığı, yaptığı işler bakımından eğitim almasının gerekip gerekmediği, gerekiyorsa bu eğitimin verilip verilmediği, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışan alt işveren işçilerinin üstlenilen işleri yapmak için yeterli olup olmadıkları gibi kriterler dikkate de alınmalı, tüm bu hususlar değerlendirilerek sonucuna göre dava konusu işyerinin hangi işkolunda yer aldığı tespit edilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 28.10.2014 tarih ve 29159 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan işkolu tespiti kararına itiraza ilişkindir.
Davacı T. Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı vekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 28 Temmuz 2014 tarih ve 29159 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 2014/81 karar nolu işkolu tespit kararında yer alan Beltur Tur. Taş. Oto. Gıda Ürün. Tem. Hiz. İlt. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından hizmet ihalesi ile alınan Kadirli Devlet Hastanesi iş yerlerinde yapılan işlerin 10 nolu Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” iş koluna girdiğine dair kararın iptali ile bu iş yerlerinin ve yapılan işlerin İş Kolları Tüzüğünün 17 nolu “Sağlık ve Sosyal Hizmetler” iş koluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.C. Sağlık Bakanlığı vekili davanın yetkili Osmaniye İş Mahkemelerine gönderilerek yetkisizlik nedeniyle iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iş kolu tespitinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapıldığını, davanın müvekkili idare yönünden sıfat yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın süresi içinde açılıp açılmadığının Mahkemece tespiti ile süresi içinde açılmadığı takdirde davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı tespitin doğru olup, hukuka aykırılık bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur
Davalı Beltur Tur. Taş. Oto. Gıda Ürün. Tem. Hiz. İlt. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili müvekkili şirket açısından sıfat yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, işçilerin hastanede çalışmasının tek başına “sağlık ve sosyal hizmetler” iş koluna girmesi için yeterli olmayıp yaptıkları işin “büro” işi olduğunu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ile müvekkil şirket arasında bir muvazaa olduğundan bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına izafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 5. maddesine göre, iş kolu tespitine karşı ancak “ilgililer”in dava açabileceğini, “ilgili” kavramına dâhil olmayan T. Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanlığının bu davayı açmakta hukuki yararı ve bu davada taraf sıfatı bulunmaması sebebiyle, dava şartı eksikliğinden dolayı davanın reddinin gerektiğini, davanın yasal süre içinde açılıp açılmadığının resen tetkiki ve açılmadığının tespiti halinde süre yönünden de reddinin gerektiğini, davacı muvazaa iddialarını ileri sürmüşse de, bu konuda iş kolu tespitine konu olan iş yerleri yönünden, alınan hizmet işlerinin muvazaalı sayılmasını gerektirecek herhangi bir idari tespit ya da yargı kararı taraflarına ulaşmadığından davacının iddialarının temelsiz olduğunu, Bakanlığın yaptığı tespitin doğru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ... vekili, davacı sendikanın, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davanın ön inceleme duruşmasında usulden reddine karar verilmesini, iş kolunun tespiti için, iş yerlerinde keşif yapılmak suretiyle üç kişilik hukukçu bilirkişi heyetinden rapor alınmasına ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davalı ... Bakanlığı ile davalı şirket arasında yapılan hukuki işlemin hizmet alımı işi olduğu, davalılar arasında bir muvazaa bulunmadığı kabul edilerek sağlık işinin münhasıran doktor, hemşire, laborant, sağlık memuru gibi kişilerce gerçekleştirilen işler olduğunu, bu işlerin zaten asıl işveren olan Sağlık Bakanlığının kendi elemanları ile yürüttüğünü, davalı şirketin asıl işveren olan Sağlık Bakanlığından ihale ile aldığı ve Sağlık Bakanlığı iş yerinde yürüttüğü işlerin ise bizzat sağlık işi olmayan büro işi sayılacak veri giriş-çıkış, bilgisayar ortamında her türlü yazışma işleri, hasta kabul, yatış ve taburcu, muayene ile ilgili kayıt tutma, tanı ve ilaçların hastanın şahsi dosyasına işlenmesi işleri olduğunu, dolayısıyla alt işverenin iş yerinde yapılan işin dâhil olduğu iş kolunun asıl işverenin işyerinde yapılan işin iş koluna dâhil edilmeyeceğini, davalı ... Bakanlığınca davalı şirketin davalı ... Bakanlığına bağlı Kadirli Devlet Hastanesinde alt işveren olarak ihale ile alıp yürüttüğü işin "Sağlık ve Sosyal Hizmetler" iş koluna girmediği, "Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar" iş koluna girdiği tespitinin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece davalı şirketin çalıştırdığı işçilerin yaptıkları işin yardımcı işlerden olduğu, yardımcı işlerin de asıl işin iş kolundan sayılması gerektiği gerekçesiyle dava açılmış olup müfettiş raporunda yapılan işlerin ağırlıklı olarak veri giriş hizmeti olduğu belirtildiği, davacı Sendika yapılan işlerin ihale sözleşmesinde ve şartnamesinde belirtilen işlerden farklı olduğunu da iddia etmediğine göre iş yerinde yapılan işlerin birebir ne olduğu, iş yerinde çalışan işçilerin tek tek görev yerleri ve fiilen yaptıkları görevlerin somut olarak tespiti, nitelik olarak ağırlıklı işin çalıştırılan işçilerin görev tanımları değerlendirilerek belirlenmesi için keşif yapılmasına ve bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı, ihtilaf olmayan bir konuda keşif yapılması ve bilirkişi raporu alınmasının davanın uzamasına neden olacağı gibi fazladan ve gereksiz yapılan bir iş olacağı, keşif yapılıp bilirkişi raporu alınsa da sonucun farklı olmayacağının ortada olduğu, davada tartışmalı olan en önemli konunun davalı şirketin yaptığı işlerin yardımcı iş sayılıp sayılmayacağı olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre alt işverenin iş kolu tespitinin asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmeyeceği, alt işverene ait iş yerinde yapılan işlerin asıl işverene ait iş yerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesinin de doğru olmadığını belirtilerek ve önceki gerekçeler de eklenmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava konusu iş yerinin hangi iş kolunda yer aldığına ilişkin yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce ... tarafından verilen iş kolu tespiti kararına itiraz istemine ilişkin davada mahkemece kurulan hükmün temyizi sonucu Özel Dairece verilen kararın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesin olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre direnme kararı verilip verilemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
Bilindiği üzere direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “İş kolunun tespiti” başlıklı 5/1. maddesinde “Bir iş yerinin girdiği iş kolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazetede yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.” hükmü yer almaktadır.
Anılan düzenlemede yer alan, iş kolu tespiti kararına ilişkin olarak açılacak bir davanın mahkemece iki ay içinde karara bağlanması düşüncesi, işin niteliği ve aciliyetinden kaynaklanmakta olup; yasa koyucu tarafından bu aciliyete uygun olarak getirilen açık düzenleme ile de temyiz incelemesini yapan Yargıtay Özel Dairesince iki ay içerisinde uyuşmazlığın kesin olarak karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Benzer nitelikteki düzenlemelere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 15, 24, 34, 41, 43 ve 53. maddelerinde de yer verilmiş, bu düzenlemelerde de yine iş hukukuna yön veren temel ilke ve düşüncelerden hareket edilmiştir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1985 gün 1984/9-834 E. ve 1985/201 K. sayılı kararında da benzer bir konu ele alınarak, 2822 sayılı Kanun’un 15. maddesinde yer verilen “Yargıtay’ca ... kesin karara bağlanır.” hükmü ile yasa koyucunun burada bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının vurgulandığına işaret edilmiştir.
Hâl böyle olunca Yargıtay Özel Daire kararının kesinliğinden maksadın, mahkemece bu karara karşı direnilemeyeceği olduğunun kabulü gerekir.
Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün ve 2004/9-510 E., 2004/557 K.; 08.12.2004 gün ve 2004/9-654 E., 2004/664 K.; 21.09.2005 gün ve 2005/9-474 E., 2005/510 K.; 23.11.2005 gün ve 2005/9-579 E., 2005/648 K.; 12.04.2006 gün ve 2006/9-211 E., 2006/195 K.; 18.10.2006 gün ve 2006/9-621 E., 2006/673 K.; 03.12.2008 gün ve 2008/9-716 E., 2008/726 K.; 27.01.2010 gün ve 2009/9-592 E., 2010/35 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/9-33 E., 2010/105 K.; 18.05.2011 gün ve 2011/9-347 E., 2011/311 K; 18.01.2017 gün ve 2016/22-2086 E., 2017/113 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Diğer taraftan Anayasa Mahkemesinin 2013/1015 başvuru sayılı ve 08.04.2015 tarihli kararında “…Yargıtay tarafından hukuka uygun olmayan derece mahkemesi kararlarının bozulması halinde, dava dosyasıyla ilgili olarak araştırılması gereken başka bir husus kalmadığı ve delillerin tamamlandığı anlaşıldığında davanın esasına yönelik olarak kesin olarak karar verilmesi, yargılama sürecini hızlandırma amacına yöneliktir. Kanunla getirilen söz konusu kuralın uygulanmasının tek başına adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinden söz edilemez. Yargıtay tarafından işin esasına girilerek kesin olarak nihai karar verilmesi hukuka aykırı ve keyfi bir uygulama niteliğinde de değildir…” gerekçesiyle Yargıtay tarafından işin esasına girilerek kesin olarak nihai karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal etmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle kesin nitelikteki bozma kararına direnilmesine yasal olarak olanak bulunmadığı ve uyulması gerektiği halde mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı yukarıda belirtilen bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı Sendika vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.