17. Hukuk Dairesi 2016/7101 E. , 2016/11920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı görevsizliğe dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, kaskolu .... plakalı araç ile davalı ..."in maliki olduğu, sürücüsü davalı ... olan ... plakalı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, sürücü ..."in tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kasko sigortalı aracın perte ayrılarak sovtajlı hali ile 7.983,00 TL"e satıldığını, sigortalıya 17200 TL ödendiğini, davacı tarafından yapılan ödemenin tahsili için davalı ..."e başvurulduğunu ancak Meryem tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple 9.217,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... tarafından verilen cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığı, davalı ..."in 14.09.2013 tarihinde vefat ettiğini, ..."in mirasçılarının mirası reddettiği, vefat eden kişiye karşı dava açılamayacağı bu yönden husumet itirazının bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, sigorta şirketi tarafıma herhangi bir belge gönderilmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizliğe karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. (6762 sayılı TTK"nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı ... Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olmasına karşın sigortalısı... isimli gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle; mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.