Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/428
Karar No: 2021/282

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/428 Esas 2021/282 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/428 E.  ,  2021/282 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 605-291

    Sanık ..."ın nitelikli hırsızlık suçundan TCK"nın 142/1-b ve 143/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 12 ay hapis cezası; banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan TCK"nın 245/1 ve 43/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 14 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanun"un 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ... 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2013 tarihli ve 605-291 sayılı hükümlerin, sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 15.05.2014 tarih ve 2422-12559 sayı ile; "Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan yasa maddesinde öngörüldüğü hâlde adli para cezasına hükmedilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." eleştirisiyle onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 13.06.2018 tarih ve 42077 sayı ile;
    “Mahkemece 06.09.2011 tarihli yazıyla, müştekinin sunduğu hesap özetinde yazılı 4022 78** **** 5768 numaralı kart bilgileri verilerek 27.10.2009-28.10.2009 tarihlerinde yapılan işlem bilgilerinin sorulması ve kamera görüntülerinin istenmesi üzerine, bankanın 10.10.2011 tarihli cevabi yazısında "sorulan kartın 02.11.2009 tarihinde düzenlendiği, 27.10.2009-28.10.2009 tarihlerinde gerçekleşen herhangi bir işlem bulunmadığı" bildirilmiş, hesap özeti örneği eklenerek yazılan 01.12.2011 tarihli yazı üzerine 22.12.2011 tarihli cevabi yazıda ise "4022 78** **** 5768 numaralı kartın sorulan tarihlerde herhangi bir hareketi bulunmadığı, müştekiye ait 4022 78** **** 3853 numaralı kartta sorulan tarihlerde işlem bulunduğu" bildirilerek ATM"lerde yapılan işlem detayı gönderilmiş, buna göre alışveriş bilgisi ve fatura ödemesi olmadığı, 6 ayrı işlemde 1.700 TL tutarında nakit avans işlemi olduğu görülmüş, kamera kayıtlarına ise saklama süresi olan 60 gün geçtiğinden ulaşılamadığı bildirilmiştir.
    Mahkemenin kabulünde ise müştekinin sunduğu hesap özetinde bildirilen alışverişler ve nakit avans çekimleri ile müştekinin cüzdanından çalındığı iddia edilen 600 TL esas alınarak hüküm kurulmuştur. Müştekinin anlatımları hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, atılı suçların maddi delillerinde tutarsızlık vardır. Anlatımlar başkaca delillerle de doğrulanmamıştır.
    Bankanın cevabi yazısında, müştekinin sunduğu hesap özetinde bildirilen kredi kartının suç tarihinden sonra düzenlendiği, suç tarihlerinde işlem yapılmadığı, müştekiye ait başkaca kredi kartının işlem bilgilerine rastlanıldığı bildirilmektedir. Sunulan hesap özetinde üyelik ücreti olan 45 TL düşüldükten sonra 1.930,03 TL"lik harcama (nakit avans, alışveriş ve 101,83 TL tutarında AVEA faturası) gözükmekte iken, bankanın 22.12.2011 tarihli yazısında 1.700 TL tutarında nakit avans işlemi gözükmektedir. Hükme esas alınan hesap özetinde gözüken AVEA ödemesinin kime ait olduğu, suç tarihi itibarıyla yapılan alışverişlerin kim tarafından yapıldığı araştırılmamış, kamera görüntülerine de aradan geçen süre nedeniyle ulaşılamamıştır. Bu nedenlerle öncelikle başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun maddi delillerindeki çelişkinin ilgili bankadan ve müştekiden sorularak giderilmesi, hükme esas alınan kart bilgileri ve harcamanın kararda gösterilmesi gerekir. Hırsızlık suçunun da diğer suçla bağlantısı bulunduğundan bu hususlar açıklığa kavuşturulduktan sonra değerlendirilmesi gerekecektir. Açıklanan nedenlerle eksik araştırma sonucu verilen mahkûmiyete yönelik hükmün bozulması gerekmektedir." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince, 05.07.2018 tarih ve 7436-8520 sayı ile itiraz nedeni yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının sübutu bakımından eksik araştırma ile karar verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Mağdur ... tarafından ibraz edilen 4022 78** **** 5768 sayılı Finansbank AŞ"ye ait olup mağdur adına düzenlenen kredi kartına ilişkin 02.11.2009 hesap kesim, 12.11.2009 son ödeme tarihli hesap özetine göre; bahse konu kart limitinin 1.950 TL, nakit kredi limitinin ise 1.462,50 TL olduğu, 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartından; 27.10.2009 tarihinde 400, 28.10.2009 tarihinde ise 400, 200 ve 400 TL olmak üzere nakit avans çekildiği, 27.10.2009 tarihinde 0 507 *** 42 77 numaralı hattın 101,83 TL"lik fatura ödemesinin yapıldığı, aynı tarihte 45 TL"lik kart ücreti alındığı, 28.10.2009 tarihinde "... AŞ" isimli iş yerinden 47, "..." isimli iş yerinden 90, "..." isimli iş yerinden 75, "... İnş. Turz. Gıda" isimli iş yerinden 17,50, "... GSM ... Cel" isimli iş yerinden 41 ve 90 TL olmak üzere alışveriş yapıldığı,
    ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 23.12.2009 tarih ve 112649 sayı ile sanığın kolluk fezlekesinde yazılı olan adresine göre savunmasının alınması amacıyla Develi Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan talimat üzerine Develi İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen 01.02.2010 tarihli tutanakta "...sanık hakkında yapılan araştırma ve soruşturma neticesinde Sindelhöyük"te olmadığı, yaklaşık 6 ay önce Sindelhöyük Kasabasından gittiği, açık adresinin bilinmediği, 0 507 *** 42 77 numarasıyla arandığında ulaşılamadığı" belirtilerek söz konusu tutanağın kolluk görevlileri dışında ... isimli şahıs tarafından da imzalandığı,
    Avea İletişim Hizmetleri AŞ tarafından düzenlenen 25.01.2010 tarihli ve 791304 sayılı yazı ekinde yer alan 03.09.2009 tarihli abonelik sözleşmesine göre; 0 507 *** 21 95 numaralı hattın sanık ..."a ait olduğu ve bahse konu sözleşmenin üzerinde el yazısı ile "Ref No: 507 *** 42 77" ibaresinin yazılı olduğu,
    ... (Kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesince 16.04.2010 tarih ve 379 sayı ile sanık hakkında ifadesinin alınması amacıyla yakalama emri düzenlendiği,
    UYAP sorgulaması ve dosya kapsamına göre sanığın 18.08.2010 tarihinde yakalanması üzerine dolandırıcılık suçundan hükümlü olması nedeniyle 19.08.2010 tarihinde .../Metris 1. Numaralı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı, 31.10.2011 tarihinde ... Açık Ceza İnfaz Kurumundan tahliye edildiği, 16.06.2017 tarihinde ise tekrar hükümlü olarak Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
    ... 3. Asliye Ceza Mahkemesince Finansbank ... Şube Müdürlüğü"ne hitaben düzenlenen 06.09.2011 tarihli müzekkerede; mağdur adına düzenlenen 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartı ile 27.10.2009-28.10.2009 tarihlerinde hangi ATM"lerden, hangi saatlerde para çekildiğinin bildirilmesi ve bu çekim işlemlerine ilişkin kamera görüntülerinin gönderilmesinin istenmesi üzerine anılan kurum tarafından düzenlenen 10.10.2011 tarihli müzekkere cevabında 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartının 02.11.2009 tarihinde düzenlemesi nedeniyle bahse geçen tarih aralığına ilişkin herhangi bir işlemin bulunmadığının belirtildiği,
    ... 3. Asliye Ceza Mahkemesince Finansbank ... Şube Müdürlüğü"ne hitaben düzenlenen 01.12.2011 tarihli müzekkerede; mağdur adına düzenlenen 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartı ile 27.10.2009-28.10.2009 tarihlerinde hangi ATM"lerden, hangi saatlerde para çekildiğinin bildirilmesi ve bu çekim işlemlerine ilişkin kamera görüntülerinin gönderilmesi istenip müzekkere ekinde bahse konu karta ilişkin hesap ekstresinin gönderilmesi üzerine anılan kurum tarafından düzenlenen 22.12.2011 tarihli müzekkere cevabında 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartına ilişkin 27.10.2009-28.10.2009 tarihleri arasında herhangi bir işleme rastlanılmadığı ancak mağdura ait 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartı ile anılan tarih aralığında ATM"lerde yapılan işlem detaylarının gönderildiğinin, ayrıca güvenlik kamera kayıtlarının saklama süresinin 60 gün olması nedeniyle de söz konusu kayıtlara ulaşılamadığının belirtildiği, bahse konu müzekkere cevabında yer alan tablonun incelenmesinde ise; 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartı ile "... Şube 2" isimli ATM"den 27.10.2009 tarihinde saat 11.59.16"da şifre kontrol işlemi, 12.00.34"te 400 TL nakit çekim işlemi, "... Şube 2" isimli ATM"den 28.10.2009 tarihinde saat 13.05.39"da şifre kontrol işlemi, 13.05.54"te 400 TL, 13.06.45"te 400 TL, 13.07.23"te 200 TL nakit avans işlemi yapıldığı, devamında aynı karttan 13.07.57"de 200 TL ve 13.08.22"de ise 100 TL daha nakit avans çekilmek istense de limit aşımı nedeniyle çekilemediği,
    UYAP güneş doğuş batış çizelgesinde yapılan incelemede; 2009 yılında yaz saati uygulamasının 29.03.2009-25.10.2009 tarihleri arasında geçerli olduğu, olayın meydana geldiği ... ili, Buca ilçesinde 26.10.2009 tarihinde güneşin saat 17.23"te battığı, 27.10.2009 tarihinde ise 6.29"da doğduğu, bu anlamda 26.10.2009 saat 18.23 ila 27.10.2009 saat 5.29 arasında kalan zaman diliminin gece vakti olarak kabul edilmesi gerektiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Mağdur ... kollukta; 15.10.2009 tarihinde Buca Cezaevi önünde sanık ... ile tanıştığını, sanığın kendisine cezaevinden bir gün önce çıktığını, eşinin ve çocuğunun trafik kazasında öldüğünü söylediğini, sanığa kendisinin de yalnız olduğunu söylemesi üzerine arkadaşlık yapmaya başladıklarını, kalacak yeri olmadığı için sanığı evine getirdiğini, sanığın, evinde iki gece kaldığını, bu sırada sanığın kendisi ile evlenmek istediğini söylemesi üzerine düşünmek istediğini belirttiğini, 27.10.2009 tarihinde evinde tek başına bulunduğu sırada sanığın geldiğini, kendisi ile konuştuğunu, bu sırada sanığın kendisini yatak odasına götürdüğünü, sanıkla ilişkiye girmek istemediğini fakat sanığın ısrarı nedeniyle ilişkiye girdiklerini, ilişki sonrası sanığın banyoya girip daha sonra evden çıkıp gittiğini, kendisinin yatak odasından hiç dışarıya çıkmadığını, bu olay sırasında para cüzdanının evinin giriş kapısı önündeki masa üzerinde bulunduğunu, sanık gittikten sonra normal işleri ile uğraştığını, o gün hiç evden çıkmadığını, ertesi gün kızının kira parasını istemesi üzerine evinin giriş kapısı önündeki cüzdanına baktığında cüzdanının içinde bulunan 600 TL parasının olmadığını fark ettiğini, evin içini aradığını ancak parayı bulamadığını, sanığın aldığını düşündüğünü, ardından sanığın kullandığı telefonu aradığını, sanığın kendisine parayı pazartesi günü getireceğini söylediğini, geçen zaman içinde Finansbank"tan cep telefonuna mesaj geldiğini, mesajda kartından yüklü miktarda para çekildiğinin belirtildiğini, cüzdanına tekrar baktığında Finansbank"a ait kredi kartının çalınmış olduğunu tespit ettiğini, tekrar sanığı aradığını, sanığın kendisine "Kredi kartın bende, paranı bu pazartesi getireceğim, kartını gelince veririm." dediğini, daha sonra sanığı tekrar aradığında telefonunun kapalı olması nedeniyle sanığa ulaşamadığını, bu nedenle de polis merkezine gelerek durumu bildirdiğini, kredi kartından 2.000 TL para çekildiğini, kredi kartının şifresini sanığın bildiğini, sanık ile Tansaş isimli alışveriş merkezinde alışveriş yaparken kredi kartını kullandığını, bu sırada yanında bulunan sanığın şifresini gördüğünü, bu sebeple de kartının şifresini sanığın bildiğini, kredi kartı limitinin tümünün kullanıldığını, sanığın nerede oturduğunu bilmediğini, sanığın son olarak 0 507 *** 21 95 numaralı telefonu kullandığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
    Savcılıkta; kollukta verdiği ifadesinin doğru olduğunu, sanık ..."ın ayrıca 507 *** 42 77 numaralı telefonu da kullandığını, kredi kartını Finansbank ... Şubesi"nden aldığını, sanığa ulaşmaya çalışsa da bahse konu telefon hatları kapalı olduğundan ulaşamadığını, kolluk görevlilerine ibraz ettiği hesap özetinde yer alan kart ücreti dışında diğer bütün harcamaların kendisine ait olmadığını, kartının çalındığını üç gün sonra fark eder etmez bankasına müracaat ederek iptal ettirdiğini,
    Mahkemede; sanıkla bir süre arkadaşlık yaptıklarını, sanığı evinde iki gün misafir ettiğini, ikinci günün sonunda aralarında tartışma çıktığını, daha sonra sanığın evden ayrıldığını, söz konusu tartışmadan birkaç gün sonra sanığın konuşmak amacıyla saat 21.30-22.00 sıralarında evine geldiğini, tekrar tartıştıklarını, daha sonra sanığın saat 23.00 sıralarında evden ayrıldığını, ertesi gün cep telefonuna kredi kartından para çekildiği konusunda mesaj gelmesi üzerine sanığın kartını çaldığını farkettiğini, daha sonra çantasına baktığında 600,00 TL parasının da olmadığını gördüğünü, hemen kartını iptal ettirdiğini, sanığın zararını karşılamadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini, İfade etmiştir.
    Sanık ... aşamalarda benzer şekilde; mağdur ile tanıştıktan sonra onun evinde 1,5 ay kadar kaldığını, kendisiyle evlenmeyi düşündüğünü, mağdurun çocuğunun ve damadının cezaevinde olduğunu mağdurun kendisine söylediğini, kendisinin de cezaevinden yeni çıktığını, mağdurun mankenlik yapan kızının devamlı geç saatlerde eve gelmesi nedeniyle mağdura evli bir kadının eve geç gelmemesi gerektiğini söylediğini, mağdurun ise kızına karışamayacağını söylediğini, mağdura kızının çocuğu olduğunu, geç saatlerde eve gelmesinin iyi olmayacağını söylediğini, mağdurun "Sen bana karışamazsın." demesi üzerine de evden ayrıldığını, mağdurun telefonla kendisini tehdit etmeye başladığını, "Sen cezaevinden çıkmışsın, sana iftira atarım, oğluma sana şöyle, böyle yaptırırım." dediğini, bunun üzerine telefonunu değiştirdiğini, mağdurun da bir daha kendisine ulaşamadığını, bahse konu kredi kartını almadığını, para çekmek suretiyle kullanmadığını, mağdurun paraya muhtaç birisi olduğunu, sabıkalı olması nedeniyle kendisinden para almak amacıyla bu şekilde iftira attığını, mağdurun kendisinin de ATM"lerden para çekip üzerine atmış olabileceğini, söz konusu kredi kartının şifresini de bilmediğini, suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde yer alan "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun"un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır. Hırsızlık suçunun basit hâlinin oluşması için, başkasına ait taşınabilir eşyanın suçun nitelikli hâllerinde belirtilen şekiller dışında çalınması gerekmektedir.
    Suç ve karar tarihi itibarıyla uyuşmazlık konusuyla ilgili 5237 sayılı TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi;
    "(1) Hırsızlık suçunun;
    ...
    b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında,
    İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur...", şeklinde iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 62. maddesiyle TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına (h) bendi olarak eklenmiş, birinci fıkradaki “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan yedi yıla kadar hapis”, ikinci fıkradaki “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım ise “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiştir.
    TCK"nın 143. maddesi de suç ve karar tarihi itibarıyla “Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.” şeklinde düzenlenmişken, 6545 sayılı Kanun"un 63. maddesiyle TCK"nın 143. maddesinde yer alan “üçte birine kadar” ibaresi “yarı oranında” biçiminde değiştirilmiştir.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle, TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde iki ayrı nitelikli hâl düzenlenmiş olup birincisi herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için eşyanın, herkesin girebileceği bir yerde bulunmasının yanında, kilitlenmek suretiyle de muhafaza altına alınmış olması gerekir. Madde gerekçesinde, "Ancak bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin otomobilde bulunan eşya hakkında muhafaza altına alınma koşulu aranmış; böylece kapıları kilitli olmayan veya camları kapatılmamış bir otomobildeki eşyanın çalınması hâlinde nitelikli hırsızlık kabul edilmemiştir." denilmek suretiyle bu husus belirtilmiştir. Herkesin girebileceği yerden, cadde, sokak, pazar yeri veya meydan gibi hiçbir sınırlama, engel olmadan kişilerin girme imkânı bulunan kamuya açık yerler anlaşılmalıdır.
    Fıkrada belirtilen ikinci nitelikli hâl ise bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlde öngörülen "bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmaktan" anlaşılması gereken, mutlaka belli bir yere kilitlemek ya da gizlemek olmayıp eşyanın bina veya eklentisi içinde bulundurulmuş olması yeterlidir.
    Öte yandan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin mevzuat hükümleri irdelendiğinde; 01.03.2006 tarihli ve 26095 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 3. maddesinde, banka kartının; "mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı”, kredi kartının; "nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fizikî varlığı bulunmayan kart numarasını", kart hamilinin; "banka kartı veya kredi kartı hizmetlerinden yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi" ifade ettiği belirtilmiştir. Banka kartının mülkiyet hakkı bankaya, kullanım hakkı ise kart hamiline aittir. Banka kartına sahip olabilmek için, kart hamilinin öncelikle bankada bir mevduat hesabının veya özel cari hesabının bulunması gerekli olup bu kart, kart hamilinin ATM cihazları üzerinden kendi hesabına ulaşmasını, hesabından para çekmesini, havale ve diğer bankacılık işlemlerini yapmasını sağlamaktadır. Kredi kartı ise bankalar ve kart çıkarmaya yetkili kuruluşların müşterilerine belirli limitler dahilinde açtıkları krediler ile nakit kullanmaksızın mal veya hizmet alımı veya nakit kredi çekme olanağı sağlamak için verdikleri ödeme aracıdır.
    765 sayılı TCK’da karşılığı bulunmayan “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu 5237 sayılı TCK’nın "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının, bilişim alanında suçlara ayrılan onuncu bölümünde 245. maddede düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir.
    Maddenin gerekçesinde de; “Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır.” denilmek suretiyle bu suçun kanuna konulmasının amacı (ratio legis) açıklanmıştır.
    Kanun maddesindeki düzenleme karşısında;
    a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,
    b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,
    c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması,
    Şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde TCK’nın 245/1. maddesinde yazılı olan suç oluşabilecektir.
    TCK’nın 245/1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır (Fahri Gökçen Taner, “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç mudur?”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2007, Cilt 56, Sayı 2, s. 80.).
    Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."ın bir süre birlikte yaşadığı şikâyetçi ..."in evinde bulunduğu bir sırada, gece vaktine denk gelen bir zaman dilimi içerisinde şikâyetçinin çantasında bulunan 600 TL parasını ve kredi kartını bulundukları yerden aldığı, ardından değişik zamanlarda söz konusu kredi kartını kullanarak ATM"den toplamda 1.400 TL nakit para çektiği ayrıca değişik yerlerden de alışveriş yaptığı iddia ve kabul edilen olayda;
    Her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, ilgili bankanın 10.10.2011 ve 22.12.2011 tarihli müzekkere cevaplarında şikâyetçi tarafından kolluğa ibraz edilen hesap özetinde yer alan 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartının suç tarihinden sonra düzenlendiği, bu kredi kartı ile suç tarihlerini kapsayan dönemde işlem yapılmadığı, ancak aynı dönemde şikâyetçiye ait 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartı ile işlem yapıldığının belirtilmesi, yine anılan hesap özetinde 45 TL değerindeki üyelik ücreti dışında suça konu kredi kartı ile toplamda 1.930,03 TL değerinde nakit avans çekildiği, alışveriş yapıldığı ve AVEA faturası ödendiği bilgileri yer almasına karşın ilgili bankanın 22.12.2011 tarihli müzekkere cevabında yer alan tabloda suça konu kredi kartı ile sadece 1.700 TL değerinde nakit çekim işlemi yapıldığının gösterilmesi karşısında öncelikle oluşan çelişkinin ilgili bankadan ve şikâyetçiden sorularak giderilmesi, ayrıca hükme esas alınan hesap özetinde yer alan AVEA fatura ödemesi ile alışverişlerin kim tarafından yapıldığı hususlarının da araştırılması gerektiği ileri sürülmüş ise de şikâyetçinin aşamalarda kredi kartının çalındığını fark etmesi üzerine ilgili bankaya müracaat ederek kartını iptal ettirdiğini beyan etmesi, bankanın 10.10.2011 tarihli müzekkere cevabında 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartının 02.11.2009 tarihinde düzenlendiğinin belirtilmesi, anılan karta ilişkin olup şikâyetçi tarafından ibraz edilen 12.11.2009 son ödeme tarihli hesap özetinde yer alan harcama kalemlerinin tümünün 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartı ile yapılmış olması karşısında çalınan suça konu kredi kartının 4022 78** **** 3853 numaralı kredi kartı, şikâyetçi tarafından bu kartın iptal ettirilmesi üzerine de bahse konu kartın bağlı olduğu hesap üzerinden üretilen yeni kartın ise 4022 78** **** 5768 numaralı kredi kartı olduğu, yine Yerel Mahkemece ilgili bankaya hitaben düzenlenen 01.12.2011 tarihli müzekkerede; şikâyetçi adına düzenlenen kredi kartı ile suç tarihlerinde hangi ATM"lerden, hangi saatlerde para çekildiğinin sorulması nedeniyle ilgili bankanın 22.12.2011 tarihli müzekkere cevabında sadece anılan tarih aralığında kredi kart ile ATM"lerde yapılan işlem detaylarının belirtildiği, bu anlamda çalınan suça konu kartın hangi kart olduğu ve bu kart ile ne gibi harcamalar yapıldığı hususunda bir çelişkinin bulunmadığı, yine sanığa ait 0 507 *** 21 95 numaralı hatta ilişkin 03.09.2009 tarihli abonelik sözleşmesinde suça konu kredi kartı ile faturası ödenen 0 507 *** 42 77 numaralı hattın referans numarası olarak belirtilmesi, şikâyetçinin de 0 507 *** 42 77 numaralı hattın sanık tarafından kullanıldığını beyan etmesi karşısında 0 507 *** 42 77 numaralı hattın da sanık tarafından kullanıldığı anlaşıldığından bu hatta ilişkin fatura ödemesinin ve hesap özetinde yer alan alışverişlerin kim tarafından yapıldığı hususunun araştırılmasına gerek olmadığı, ayrıca şikâyetçinin kolluk beyanına göre sanık ile birlikte yaptıkları alışveriş sırasında sanığın kredi kartı şifresini gördüğünü belirtmesi, suça konu kredi kartı ile 28.10.2009 tarihinde ATM"den yapılan nakit çekim işlemlerinin çok kısa aralıklarla, düşük miktarlarda, peş peşe yapılması, devamında da nakit avans limiti dolmasına rağmen iki kez daha çekim işlemi yapılmak istenmesi hususları da göz önüne alındığında sanığa atılı nitelikli hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının sübutu bakımından herhangi bir eksik araştırma bulunmadığı, bu suretle Yerel Mahkemenin sanık hakkında kurduğu mahkûmiyet hükümlerinin onamasına yönelik Özel Daire kararının isabetli olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi