12. Ceza Dairesi 2014/973 E. , 2014/9879 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddi, 35.910,62 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacı vekilinin 07.08.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacıya ait motorine bir suç soruşturması nedeniyle el konulduğunu, yapılan soruşturma sonunda üzerine atılı suçtan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Hınıs Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010/540 Soruşturma - 2012/118 Karar sayılı ceza soruşturma dosyasının incelenmesinden; şüpheliye (davacıya) ait motorine 5015 sayılı Petrol piyasası kanununa ayrılık suçundan, 22.04.2010 – 26.08.2010 tarihleri arasında el konulduğu, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kararın itiraz hakkı bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna 22.03.2013 tarihinde tebliğ edilmesine karşılık karara itiraz edilmediği ve 07.04.2012 tarihinde kesinleştiği, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda davacıya CMK"nın 141. maddesi gereğince tazminat davası açabileceğine dair hakkı bulunduğunun hatırlatılmaması karşısında Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.03.2010 tarih ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararı da göz önüne alındığında, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmesinde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki 2 nolu bozma düşüncesi ile manevi tazminat davaları; kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçların giderilmesini amaçlamakta olup, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmesi, özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği nazara alındığında haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı ve davacı için el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen 1. nolu görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı yararına hükmedilen toplam tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, isteme sonuç itibariyle uygun olarak BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan vekalet ücreti miktarının 4.200,16 TL"ye yükseltilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.