10. Ceza Dairesi 2020/17235 E. , 2021/5273 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : SAMSUN 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1- Sağlık için tehlikeli madde temin etme
2- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Hüküm : 1- Mahkûmiyet (Sağlık için tehlikeli madde temin etme suçundan) 2- Düşme (Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık hakkında sağlık için tehlikeli madde temin suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Her ne kadar teliğnamede sanığın 11.03.2016 havale tarihli dilekçede temyizden feragat ettiği belirtilerek iadesi yönünde görüş bildirilmişse de; dosyanın incelenmesinde söz konusu feragat talebinin çocuk ... vekiline ait olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Sağlık için tehlikeli madde temin etme suçunun 5237 sayılı TCK"nın ikinci kitabının "topluma karşı suçlar" başlıklı üçüncü kısmının "kamunun sağlığına karşı suçlar" başlığını taşıyan üçüncü bölümünde düzenlenmiş olması; belirtilen özelliği gereğince, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının CMK"nın 237. maddesi uyarınca mağdur veya suçtan zarar gören sıfatıyla bu suçlarla ilgili davalara katılma ve hükmü temyiz etme hakkının olmadığı anlaşıldığından, şikayetçi vekilinin temyiz inceleme isteğinin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri gereğince reddi ile; sanığın temyiz istemine hasren yapılan incelenmede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK"nın 194. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "6 aydan bir yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
B) Sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen düşme kararının incelenmesinde:
Kayden 20.08.1999 doğumlu olan ve suç tarihinde 15 yaşını tamamlayan mağdurun, cebir, tehdit veya hile olmaksızın olay günü yeni tanıştığı ve kaldığı kurumdan kaçtığından habersiz olan sanıkla yemek yemek, sahilde sohbet etmek ve birlikte alkol almak şeklinde gerçekleşen eylemde 5237 sayılı TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen suçun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mağdurun şikayetçi olmadığı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
28.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.