
Esas No: 2018/7787
Karar No: 2019/2529
Karar Tarihi: 06.02.2019
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/7787 Esas 2019/2529 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2018/7787 E. , 2019/2529 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/01/2018 tarihli ve 2016/13781 soruşturma, 2018/243 esas, 2018/203 sayılı iddianamenin, suça konu eylemlerin uzlaştırmaya tabi suç kapsamında olmasına rağmen uzlaştırma işlemleri yapılmaksızın düzenlenmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1-c maddesi gereğince iadesine dair Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2018 tarihli ve 2018/60 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile iddianamenin iadesi kararının kaldırılmasına ilişkin Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2018/754 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun"un 253/3. maddesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki hüküm gereğince ve suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği gerekçesiyle iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın kabulü ile iade kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 174/1-c maddesinde yer alan “Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen...İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, soruşturma dosyası kapsamı itibariyle şüphelinin üzerine atılı hakaret suçunun uzlaşmaya tabi olduğu, taraflara soruşturma aşamasında uzlaştırma işlemi yapılmadığı, suç ve cezaların şahsiliği prensibi gereğince mağdura yönelik bir başka şüpheli tarafından işlenen suçlar açısından şüpheli mağdur ilişkisinin gözetilmesi gerektiği, bir şüphelinin üzerine atılı suç uzlaştırmaya tabi değilse, diğer şüphelinin üzerine atılı suçun da uzlaştırmaya tabi olsa bile uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmemesi şeklindeki genellemenin uzlaştırma müessesesinin getiriliş amacına aykırı olduğu, uzlaştırma işleminin her bir mağdur ve şüpheli yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle iddianamenin iadesi kararının yerinde olduğu cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesinde;
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir.” hükümleri yer almaktadır.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeni düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet Savcısıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Ceza muhakemesinin amacı maddî gerçeğin araştırılıp bulunmasıdır. Ancak bu yapılırken insan onuru, hukukun ve ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleri daima göz önünde bulundurulmalıdır. Maddî gerçek, her ne pahasına olursa olsun araştırılıp bulunmalıdır şeklinde bir ilke hiçbir hukuk devletinde yoktur. Bu nedenle, ceza muhakemesinin amacı insan hakları ihlâllerine yol açmadan maddî gerçeğin araştırılıp bulunması, adaletin gerçekleştirilmesi ve hukukî barışın sağlanmasıdır.
Uzlaşma yargının iş yükünün azaltılması için öngörülen alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir. Bu kurumun ihdas amacına hizmet edebilmesi için, uzlaşmanın anlam ve öneminin her somut olayda taraflara anlatılması gerekmektedir.
CMK’nın 253/6. maddesi uyarınca kendisine ulaşılamayan şüpheli veya mağdur hakkında uzlaşma yoluna gidilmeksizin soruşturma tamamlanabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda ;
Şüpheli ... hakkında müşteki Erçin Yücel"e karşı TCK"nın 125/1., sanık ... hakkında müşteki Erçin Yücel"e karşı TCK"nın 106/1-2. cümle, müşteki Kübra Yücel’e karşı TCK’nın 86/2., sanık Erçin Yücel hakkında müşteki Selma Tökmeci’ye karşı TCK’nın 125/1, 86/2, 106/1-2.cümle, sanık Selma Tökmeci hakkında müşteki Erçin Yücel’e karşı TCK’nın 125/1,86/1,3-e, 87/3, 106/1-2. cümle, Kübra Yücel’e karşı TCK’nın 86/2,3-e maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının 16/01/2018 tarih 2016/13781 soruşturma sayılı iddianamesi düzenlenmiştir.
Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesi 30/01/2018 tarih 2018/60 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile şüpheli Erçin Yücel’e isnat edilen hakaret, tehdit, basit yaralama, şüpheli ...’e isnat edilen basit yaralama, tehdit, şüpheli ...’e isnat edilen hakaret ile şüpheli Selma Tökmeci’ye isnat edilen müşteki Kübra’ya yönelik hakaret suçu yönünden uzlaşma işlemleri yapılmadan iddianame düzenlendiği gerekçesiyle iadesine karar vermiştir.
Aksaray Başsavcılığınca "İddianamede açıkça belirtildiği üzere, önce (hakkında tefrik edilen dosya kapsamında SSÇ olarak ayrıca dava açılan) Müşteki Kübra Yücel"e Şüpheli Selma Tökmeci"nin hakarette bulunmasından sonra, bu olayın devamı olarak, Kübra Yücel ve annesi şüpheli Erçin Yücel diğer şüphelilerin evine gitmiş, burada yaşanan kavgada, tehdit, hakaret ve silahla yaralama suçları işlenmiş, hatta silahla yaralama suçu neticesi Erçin Yücel"de kemik kırığı oluşmuştur. CMK 253/3. maddesinde "......Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." hükmü bulunmakta olduğuna göre, soruşturma konusu hakaret, tehdit ve basit yaralama suçları, uzlaşma kapsamına girmeyen silahla kemik kırığı oluşumu şeklinde yaralama suçu ile birlikte işlendiğinden, uzlaşmaya tabi olmayıp, kamu davası açılması gerekmiştir. Müşteki Kübra"ya yapılan hakaret sonrası ve devamı olarak kavga olayı yaşandığından ve bu olayda silahla yaralama suçu işlenmiş olduğundan, gerek olayın niteliği ve devamlılığı gerekse bahsedilen CMK 253/3. maddesindeki açık hüküm karşısında, tüm suçlar yönünden birlikte olarak iddianame tanzim edilmiştir." şeklindeki gerekçeyle iddianamenin iadesine itiraz edilmiştir.
Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/754 değişik iş ve 29/05/2018 tarihli kararıyla uzlaşma işlemlerinin yapılması gerektiği şeklindeki gerekçeyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ""Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz"" şeklindeki düzenleme, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenmiştir. Bu düzenlemeye ilişkin madde gerekçesinde “uygulamada çıkan bir takım tereddütleri gidermek amacıyla, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçu işlemek amacıyla ya da bu suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir.” denilmiştir. Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu düzenleme ile amaçlanan uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde ortaya çıkan tereddütlerin ortadan kaldırılmasıdır. 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 7. maddesinin 2. fıkrasında “ Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda uzlaştırma hükümleri her bir şüpheli ya da sanık için ayrı ayrı değerlendirilir, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.” şeklinde, 3. fıkrasında ise “Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.” biçiminde düzenleme yapılmıştır. Anılan yönetmeliğin 8. maddesinin 5. fıkrasında da “Şüpheli ya da sanık tarafından uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi hâlinde, uzlaştırma yoluna gidilemez.” denilmiştir. TCK"nın ceza sorumluluğunun şahsiliği başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında ceza sorumluluğunun şahsî olduğu, kimsenin başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; bir şüphelinin eyleminin uzlaştırma kapsamında bulunmaması halinde, uzlaştırma kapsamında eylemi bulunan diğer şüpheli yönünden uzlaştırma işlemlerinin yapılmasına herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Aksi düşüncenin kabulü hem yukarıdaki yasal düzenlemelere hem de ceza sorumluluğunun şahsî olduğu ve kimsenin başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağına dair ceza hukuku ilkesine aykırı olacaktır.
Yukarıda belirtilen açıklamalara göre;
Şüpheli Selma’nın müştekiye karşı hakaret suçunu işledikten kısa zaman sonra müşteki Kübra’ya yönelik TCK’nın 86/2,3-e ve müşteki Erçin Yücel’e yönelik işlediği iddia edilen ve uzlaştırma kapsamında olmayan TCK"nın 86/1, 3-e, 87/3. maddesinde düzenlenen suçla birlikte işlediği somut olay incelendiğinde anlaşılmaktadır.
CMK"nın 253/3. maddesinde "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle şüpheli Selma’nın iddianamenin iadesine konu eylemini uzlaşma kapsamına girmeyen suçla birlikte işlemesi nedeniyle uzlaştırma işlemleri yapılmadan iddianamenin düzenlenmesi hukuka uygundur.
Ancak, şüpheliler Erçin Yücel, ..., ..."in işlediği iddia olunan suçlar uzlaştırma kapsamına girmeyen bir suçla birlikte işlenmemiştir. Bu nedenle uzlaştırma işlemleri yapılmadan iddianame düzenlenmesi hukuka aykırıdır. Bu nedenle itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olup, bu hususa yönelik kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- Sanıklar Erçin Yücel, ..., ... hakkında, Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2018/754 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.