12. Ceza Dairesi 2013/9494 E. , 2014/9857 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 61/b, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52/2-4, 51, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin düzenlendiği, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suça konu taşınmazın bulunduğu alanın 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğine dair kararın mahallinde Belediye tarafından mutad vasıtalarla duyurusunun yapıldığı ve buna dair tutanağın dosya kapsamında bulunduğu, sanığın sit alanı ilan edilmiş bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, yine dosya kapsamında örneği bulunan tapu kaydında davaya konu binanın eski eser olduğuna dair şerhin de bulunduğu, bu nedenlerle sanığın suça konu ilave yapıyı yaptığı yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, sanığın Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 28.03.1990 tarih ve 733 sayılı kararıyla 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil ve ilan edilen alanda yer alan, Manavgat ilçesi, Side beldesi, Selimiye mahallesi, 430 sayılı parselde bulunan eski eser olarak tescil edilmiş binanın üst katına önceden yapılmış izinsiz yapıyı izin almadan yıktığı ve yerine yine izin almadan, demir aksamlı, iki yanı kapalı, iki yanı ise açık ve üzeri branda ile örtülü yapı yaparak üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın eyleminde suç unsurunun bulunmadığı, bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-İddianamede sevk maddesi olarak gösterilen 2863 sayılı Kanunun 65/b. maddesinde düzenlenen suçun, yargılama neticesinde de sabit görülerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesine rağmen, kararda hükme esas olarak sehven 2863 sayılı Kanunun 61/B. maddesinin gösterilmesi,
2- Hapis cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi belirlenirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “61/B. maddesi” ibaresinin çıkartılarak yerine “65/b. maddesi” ibaresinin getirilmesi, yine 6. paragrafının başına “5237 sayılı TCK"nın 51/3 maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.