3. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6221 Karar No: 2020/2842 Karar Tarihi: 09.06.2020
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/6221 Esas 2020/2842 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kil madeni işlettiğini ve maden ocağına ulaşımın sağlanacağı yol için davalı ile kira sözleşmesi imzaladıklarını ancak üçüncü kira taksidinin ödenmemesi nedeniyle kira sözleşmesinin feshedildiğini belirterek haksız fesih nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi için tazminat istemiştir. Ancak, davalı talep edilen zararlar ile kira sözleşmesi arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ancak davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda Dairemizce verilen ilamda, davacının kusurlu fesih nedeniyle kiralayan davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Daha sonra yapılan incelemede davacının ihtiyati tedbir talep etmediği, davalının da davacının taşınmazı kullanmasına engel olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı görev yönünden bozulmuş ve Dairemizce verilen ilamın kaldırılması ve hükmün onanması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise kararda belirtilmemiştir.
3. Hukuk Dairesi 2019/6221 E. , 2020/2842 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı Maliye-i Hazineye Izafeten ... Mal Müdürlüğü aralarındaki tazminat davasına dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01/03/2016 tarihli ve 2015/116 E.- 2016/163 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 26/06/2019 tarihli ve 2017/10727 E. - 2019/5834 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; kil madeni işlettiğini, maden ocağına ulaşımın sağlanacağı yol için ... Mal Müdürlüğü ile arasında 03.04.2009 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesi uyarınca kira bedelinin dört taksit halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ilk iki taksitin ödendiğini ancak üçüncü taksidin ödenemediğini ve bunun üzerine davalı kiraya veren tarafından kira sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeniyle tahsis edilen yeri kullanılamadığını ve maden ocağı işletmesine ulaşımın sağlanamadığını, işletmeden elde edilen gelirlerden yoksun kaldığını, kira sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tarafınca açılan kiracılık sıfatının tespiti istemi davada hüküm altına alındığını, işletmenin faaliyete geçmemesi sonucu ödenemeyen borçlar nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi zararın giderilmesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000TL maddi ve 5.000TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000TL tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, talep edilen zararlar ile kira sözleşmesi arasında illiyet bağı bulunmadığını, kira sözleşmesi uyarınca taşınmazın davacıya teslim edildiğini ancak kira bedelinin ödenmemesi nedeni ile sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafından açılan kiracılık ilişkisinin tespiti davasında feshin sadece şeklen usulsüzlüğüne karar verildiğini, davacının sözleşmenin feshinde kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 26.06.2019 günlü ve 2017/10727 E. - 2019/5834 K. sayılı ilamı ile; Eldeki davada kuvvetli delil mahiyetinde olan kiracılık sıfatının tespiti davasında feshin haksız olduğu belirlendiğinden, davacı, kusurlu fesih nedeniyle kiralayan davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebileceği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de; davacının haksız fesih iddiasına dayanak olan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan kiracılık sıfatının tespitine karar verilerek kesinleşen dosyada; davacının müdahalenin mennine yönelik olarak ihtiyati tedbir talep etmediği, davalı idarenin, kiralamaya konu taşınmazdan davacının fiilen geçişine ve kullanmasına engel olduğuna ilişkin bir iddia ve ispat olmadığı gibi, davalı da davacının taşınmazı kullanmasına engel olunmadığını savunmuştur. Bu itibarla da verilen kararın zuhulen görev yönünden bozulduğu, yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizce verilen26.06.2019 günlü ve 2017/10727 E. - 2019/5834 K. sayılı ilamın kaldırılmasına ve belirtilen gerekçeyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizce verilen 26.06.2019 günlü ve 2017/10727 E. - 2019/5834 K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, 09/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.