15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/22519 Karar No: 2016/829 Karar Tarihi: 25.01.2016
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/22519 Esas 2016/829 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanan sanıkların beraatine karar verdi. Sanıkların resmi nikahlı evli iken muvazaalı olarak boşandıkları ve aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri iddia edilmiş, ancak mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olmadığına hükmedilmiş ve dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kabul edilmiştir. Kanuna göre dolandırıcılık suçunun unsurları arasında yer alan hileli davranışın kanıtı olmadığı için, suçun işlenmediği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi gösterilmiştir.
15. Ceza Dairesi 2013/22519 E. , 2016/829 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık .... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Sanık .... müdafiinin temyiz talebine yönelik incelemede; Sanık müdafiinin yüzüne tefhim olunan 17/11/2011 tarihli beraat hükmüne yönelik, sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 26/12/2011 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Katılan vekilinin temyiz talebine yönelik incelemede: Gerekçeli karar başlığına 2010 olarak yanlış yazılan suç tarihinin, 25/09/2010 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Sanıklar resmi nikahlı evli iken, sanık .... vefat eden babasından yetim maaşını alabilmek için 15/03/2010 tarihinde muvazaalı olarak boşandıkları, ancak aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri, SGK"dan maaş almak suretiyle haksız menfaat temin ederek kamu kurumunu dolandırdıkları iddia edilmiş ise de, Mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olduğuna hükmedilmeyen bu nedenle hukuken geçerli olan bir kararla boşandıktan sonra, eşlerin bir arada yaşamasını engelleyen birlikte yaşamanın suç olduğuna dair kanuni bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, eşlerin bir arada yaşamasının boşanmanın maaş almak amacıyla yapıldığının ve hileli davranışın kanıtı olamayacağı, nitekim 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağının belirtildiği, bu hususta cezai düzenlemenin bulunmadığı, sanıkların eyleminin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gözetilerek, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde, Anayasa, AİHS ve kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.