Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/262
Karar No: 2011/4229
Karar Tarihi: 14.07.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/262 Esas 2011/4229 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/262 E.  ,  2011/4229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... mirasçıları; ...ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.07.2010 gün ve 148/378 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, tarafların miras bırakanları ...’dan kalan dava konusu taşınmazın taksim edilmediğini, vekil edeninin miras payı ile bir kısım mirasçılara ilişkin payların satın alınması nedeniyle 115 ada 5 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile 4/7 hissenin vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacının yargılama safhasında 28.3.2010 tarihinde ölümü üzerine dava mirasçıları tarafından sürdürülmüştür.
    Davalı ... vekili, nizalı ve dava dışı bir kısım taşınmazın muris ... mirasçıları arasında taksimen vekil edeninin yakın miras bırakanı ...’a bırakıldığını, onun da ölümü üzerine diğer mirasçıların rızasıyla vekil edenine kaldığını, zilyetliğin davalı tarafta olduğunu, taşınmazın hükmen tescil edildiğini, bir kısım ... mirasçısına ait payların 15.10.2004 tarihinde satın alındığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın ...’dan intikalen taksim edilmediği ve satın aldığı miras paylarıyla birlikte davacının payının 4/7"ye ulaştığı gerekçesiyle 115 ada 5 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre; miras bırakan ... 25.10.1993 tarihinde ölmüş; geriye çocukları ..., ..., ..., ..., davacı ... ve kendisinden sonra 29.5.1996 tarihinde ölen kızı ... ile yine 28.4.1995 tarihinde ölen davalı ile dava dışı çocuklarının yakın miras bırakanı ... mirasçı olarak kalmıştır.
    Dava konusu 115 ada 5 parsel, 7175 m2 yüzölçümüyle senetsizden ...’ın ceddinden intikalen ve taksimen zilyetliğinde iken 1990 yılında kızları ... ve
    ...’ya hibe ettiği belirtilmek suretiyle ve fındık bahçesi vasfıyla 6.6.2007 tarihinde tespit edilmiş; ...’ın tespite itirazı üzerine ... Kadastro Mahkemesinin 2007/685 Esas, 2008/32 Karar sayılı ve 28.2.2008 tarihli hükmü ile tespit maliklerinin kabulü nedeniyle davanın kabulüne ve tespitin iptali ile ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm temyizsiz kesinleşerek 11.4.2008 tarihinde sicil oluşmuştur.
    Uyuşmazlık konusu taşınmazın ...’dan intikal ettiği hususu taraflar arasında tartışma konusu değildir. Anlaşmazlık, ... terekesinin taksim edilip edilmediği hususunda toplanmaktadır. Kural olarak, bir vakıanın varlığını iddia eden taraf iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davalı taraf taksim olgusuna dayandığına ve taksim gereğince davalı adına tescilin doğru olduğunu bildirdiğine göre, ispat yükü davalı taraftadır. Dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapuya kayıtlı bulunan yerlerden değildir. Tapusuz taşınmazların taksimi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/1.maddesi hükmüne göre her türlü delille kanıtlanabilir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları içeriğine göre davalı taraf uyuşmazlık konusu taşınmazın ... mirasçıları tarafından taksim edildiği hususunu kanıtlayamamıştır. Kaldı ki, davacı taraf niza konusu taşınmaza ilişkin bir kısım mirasçının paylarının 15.10.2004 tarihli senetle satın alındığını belirterek davaya karşı koyduğuna göre, taşınmazın taksim edilmediğinin ve davacının miras payının halen davalı üzerinde bulunduğunun kabulü gerekir.
    Ancak, davacı taraf, mirasçılardan ...’nın miras payının 7.9.1995, ... ile ...’in miras paylarının ise 1.1.2007 günlü haricen düzenlenen senetlerle satın ve devralındığını ileri sürmektedir. Öncesi itibariyle tapusuz ve muris ...’nin ölüm tarihi itibariyle elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olan dava konusu taşınmazda mirasçılar arasında miras payının devrinin her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunduğuna ve mirasçılardan ...’ya ilişkin payın yukarıda tarihi belirtilen usule uygun düzenlenmiş senetle ve tanık beyanlarıyla davacıya satışla devredildiği kanıtlandığına göre davalı vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları da yerinde değildir.
    Ne var ki, ... mirasçılarından ... ve ...’e ilişkin miras paylarının devri hususu yeterince araştırılmamıştır. Davacı taraf ilgililere ilişkin miras hisselerinin 1.1.2007, davalı taraf ise 15.10.2004 tarihli senetlerle satın ve devralındığını bildirmiştir. Her ne kadar, davalının senedinde alıcı kök muris ...’nin ölü oğlu ... mirasçılarından ... olarak gösterilmiş ise de, davalı ... yakın miras bırakanı ... mirasçıları olan ve senette adı geçen müşterek çocuk ... ve diğer çocuklarıyla aralarında yapılan taksimle taşınmazın kendisine bırakıldığını bildirdiğine göre, belirtilen senedin de değerlendirilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, ... mirasçılarından ... ve ...’e ilişkin miras paylarının hem davacı ...’e, hem de davalı tarafa satıldığı öne sürülmektedir. Her iki senet de ihtiva ettikleri tarihler itibariyle tespit öncesi döneme ilişkin bulunmaktadır. Her ne kadar mahallinde yapılan keşifde mirasçılardan-davacı tanığı ... dinlenilmiş ise de, taşınmaz üzerindeki miras hisselerinin aynı tarihte her iki tarafa satıldığına ilişkin beyanları senet içerikleri ve tarihleriyle örtüşmemektedir.
    Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; tarafların dayandıkları yukarıda tarihleri yazılı senetlerde miras paylarını devreden ... ve Gönül ile senet tanıklarının ayrı ayrı dinlenilmesi, adı geçen mirasçılara ilişkin miras paylarının kime satıldığı hususunun ve senet içeriklerinin açıklatılması, mirasçılardan ... ve Gönül’e ilişkin payların kime devredildiğinin belirlenerek bunlara ilişkin paylar bakımından sonucuna göre karar verilmesidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabul şekline göre de; TMK.nun 28.maddesine göre ölümle kişilik son bulduğuna göre iptal ve tescile ilişkin hükmün yargılama sırasında ölen davacı ... mirasçıları adına kurulması gerekirken, ölü kişi adına tescile karar verilmesi dahi doğru olmamıştır.
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 156,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi