Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/241
Karar No: 2011/4227
Karar Tarihi: 14.07.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/241 Esas 2011/4227 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 118 ada 4 parselin devamında bulunan taşınmaz bölümüne ait yolun adına kaydedilmesini istedi. Hazine temsilcisi davanın reddedilmesini savundu. Mahkeme, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davayı kabul etti ve 48,35 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tescil edilmesine karar verdi. Hazine temsilcisi bu kararı temyiz etti. Yargıtay, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi gereği yolun haritada gösterilmesiyle yetinilmesi gerektiğini belirtti ve dava konusu yerin tespit dışı bırakıldığı tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınması gerektiğini ifade etti. Ancak dava tarihinden yirmi yıllık kazanma süresi dolmadığı için, mahkemenin kararı bozuldu. Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi, yol, meydan ve köprü gibi orta mallarının haritada gösterilmesiyle yetinileceğini belirtirken, taşınmazın haritasında gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Ayrıca, Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre, bir taşınmazın kazanımı için o taşınmazın nitelik itibariyle kazanıma elverişli olması ve zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
8. Hukuk Dairesi         2011/241 E.  ,  2011/4227 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve İsafakılı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Alaplı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24.09.2010 gün ve 154/464 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, kadastro çalışmalarında adına tespit edilen 118 ada 4 parselin devamında ve zilyetliğinde bulunan bir kısım taşınmaz bölümünün paftasında yol olarak gösterildiğini açıklayarak adına kayıtlı parsele eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı İsafakılı köyü tüzel kişiliği temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 15.9.2010 tarihli rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 48,35 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösteren taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir. Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için taşınmazın nitelik itibariyle kazanıma elverişli yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş bulunması gerektiği gibi, Yargıtay"ın yerleşmiş kararlarına göre haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması da gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu yer 2.5.2006 tarihinde tespit dışı bırakılmış, dava ise 1.4.2010 tarihinde açılmıştır. Dairemizin ve H.G.K.nun yerleşmiş uygulamalarına göre kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yerlere ilişkin olarak tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılmış olan davalarda, tespit dışı bırakıldığı tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınması gerekmektedir. Ancak somut olayda, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden 3 yıl 11 ay sonra 1.4.2010 tarihinde açılmış bulunan davanın makul süre
    içinde açıldığından söz edilemez. Nizalı taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresi de dolmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi