13. Hukuk Dairesi 2012/29395 E. , 2013/7719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, boşanma davası açması için 26.04.2011 tarihli vekaletname ile davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının sözlü olarak talep ettiği tutarın 1.500,00 TL olması nedeni ile 2.000,00 TL yı banka havalesi ile davalıya gönderdiğini, davalının anlaşmalı boşanma için sözkonusu tutarın yeterli olduğunu, anlaşma sağlanamazsa ücret için sözleşme yapabileceğini söylemesine rağmen, 2.000,00 TL yı gönderdikten sonra avukatlık ücreti talep ettiğini, davalıyı defalarca aradığını, ancak davanın açılışı, dilekçe içeriği konusunda davalının kendisini bilgilendirmediğini, dava dilekçesine ulaştığında eşine karşı asılsız suçlamalarla, yüksek nafaka ve tazminatlarla dolu bir dilekçe verdiğini gördüğünü, davalı ile görüşmek istediğinde telefonlarına çıkmaması üzerine 09.06.2011"de davalıyı vekillikten azlettiğini, davalının boşanma dilekçesine yazdığı asılsız isnatlar nedeni ile eşi ile anlaşmalı olarak da boşanamadığını ileri sürerek, davalının vekalet ücreti alacağı nedeniyle başlattığı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığımın tespitine, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıyı haklı nedenlerle azlettiğini, banka havalesi ile davalının sözlü olarak talep ettiği vekalet ücreti olan 2.000,00 TL yı davalının hesabına havale ettiğini ileri sürerek davalıya vekalet ücreti alacağı nedeni ile borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında yazılı avukatlık ücret sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı vekil, davacı adına vekalet boşanma davası(maddi, manevi tazminat ve nafaka istemli) açtığına göre, nafaka, maddi ve manevi tazminat alacakları fer"i nitelikte olduğundan boşanma davasının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uygulanmalıdır. Hal böyle olunca mahkemece, ... Barosunun tavsiye niteliğindeki ücret tarifesine göre ücret hesabı yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilemez. Bu durumda davacı maktu vekalet ücretinden sorumludur. Ne var ki davacının, maktu vekalet ücretini de 1.600,00 TL olarak peşin yatırdığı bilirkişi tarafından belirlenmiş olduğuna göre davanın kabulü ile davacının davalı avukata borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21,15 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.