20. Hukuk Dairesi 2012/12588 E. , 2013/2684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ....Köyü, Koparan Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli gösterilen 3676.87 m2"lik taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından hüküm temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 26.6.2008 tarih ve 2008/5611 E.,- 2008/9215 K. sayılı bozma kararında özetle; " Yörede 1951 yılında yapılan genel kadastroda çekişmeli taşınmaz hali arazi olarak tescil harici bırakılmışsa da, sınırda orman niteliğinde taşınmazlar bulunduğu ve orman tahdidi seri bazda yapıldığına göre, mahkemece uzman orman mühendisi, ziraat mühendisi ve fennî bilirkişiler marifeti ile öncelikle çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı hususunda araştırılma yapılması, bu inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı veya zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olduğu saptanması halinde davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17 maddesindeki koşulların oluşmuş olup olmadığının araştırılması gerekir. Ayrıca, çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanakları ile dayanakları olan kayıt ve belgeler ve kadastroca oluşan tapu kayıt örnekleri dosyaya getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri de araştırılmamıştır. Uzman orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın "yöre florasından olan ve çalı formunda bulunan meşe ve fundalardan temizlenmiş Hazine arazisi" niteliğinde olduğu, eğiminin % 15-35 olduğu açıklanmıştır.
Ne varki; aynı yörede diğer dava dosyalarına verilen bilirkişi raporlarında "Davalı taşınmazın memleket haritasındaki rumuzlara göre çalılık alanlar içerisinde kaldığı görülmekte ise de, taşınmaz üzerinde bulunan meşe ağaçlarının mevcudiyeti, harita tanzimine müstenit olan hava fotoğrafının çekimi sırasında bu ağaçların kesilmiş olduğu sadece çalılık örtünün kaldığı kanaati uyanmıştır. Uzman orman bilirkişinin raporunda, meşeden temizlendiği belirtilen çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Bu nedenle; davanın niteliği dikkate alınarak usûle uygun orman ve zilyetlik araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması " gereğine değinilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve (A) harfi ile gösterilen 3676,87 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce seri bazında 02.05.1968 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1951 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.