20. Hukuk Dairesi 2012/14130 E. , 2013/2680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, .... Köyü 142 ada 197, 114 ve 116 nolu sırayla 7833,66 m2, 905,68 m2 ve 2974,97 m2 yüzölçümlü taşınmazlar .... adına; 142 ada 247 nolu 1960,34 m2 yüzölçümlü taşınmaz ... adına; 142 ada 241 nolu 1605,28 m2 yüzölçümlü taşınmaz ...., ... ve ... adlarına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, belgesizden, tarla niteliği ile tesbit edilmiştir. Davacılar, mirasçılıktan gelen hakka dayanarak, çekişmeli taşınmazlarda kendilerinin de hisselerinin olduğunu iddia ederek, tüm mirasçılar adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Katılan Hazine, çekişmeli parsellerin sınırlarında yol ve orman olduğunu iddia ederek, adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Orman Yönetimi 15.11.2006 tarihli harçlandırılmamış dilekçe ile bir kısım parsellerin orman olma ihtimali olduğunu iddia ederek davaya katılma isteğini bildirmiştir. Mahkemece, davalı ... Bahçivan"ın davayı kabul ettiği, davacıların 142 ada 247 nolu parsele yönelik açtıkları davadan feragat ettikleri, diğer parseller yönünden davalı ... Bahçivan"ın davayı kabul etiği gerekçesiyle, 142 ada 247 nolu parsele yönelik davanın feragat nedeniyle reddi ile tesbit gibi tesciline, 142 ada 197, 114, 116 ve 241 nolu parsellerin kök muris .... mirasçıları adlarına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun gereğince yapılıp 12.3.1991 tarihinde tamamlanan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Davalılardan .... 03.11.2004 tarihli celsede davayı kabul etmiş, davacılar, 08.12.2004 tarihli celsede, 142 ada 247 parsele yönelik açtıkları davadan feragat ettiklerini bildirmişler, tarafların imzalı beyanları zapta geçirilmiştir. Bu duruma göre, bu tarihlerde, kabul beyanına göre 142 ada 197, 114 ve 116 nolu parsellerin, feragat beyanına göre 142 ada 247 nolu parselin kadastro tesbitleri kesinleşmiştir. Hazine ise, 28.12.2006 havale tarihli dilekçesi ile davaya katılmıştır. Hazinenin davaya katıldığı tarihte belirtilen parsellerin tespitleri kesinleşmiş olduğundan ve katılanın davası kesinleşen tapulamaya karşı açılmış bir dava niteliğinde bulunduğundan, genel mahkemede görülmesi gerekir. O halde, mahkemece; davacıların 142 ada 247, 142 ada 197, 114 ve 116 parsellere yönelik feragat ve kabule göre kurulan hükümler ile birlikte, Hazinenin bu parsellere yönelik davasının görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, 6100 sayılı H.M.K."nun 1 ve 2. maddeleri gereğince dosyanın görevli...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kadastro tutanaklarının, tutanaklar tapu müdürlüğüne devredilmişse, tapu müdürlüğüne, aksi halde, kadastro müdürlüğüne geri gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
2) Hazinenin 142 ada 241 nolu parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince, her ne kadar mahkemece bu parsel yönünden de davalılardan ...."ın kabul beyanı esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, kadastro sırasında 142 ada 241 nolu parsel davalı ... , davalı ... ve davacılardan ... adına tesbit edildiğinden, bu parsele yönelik açılmış dava yönünden davanın kabul edildiğinin kabulü için davalıların tamamının davayı kabul etmeleri gerekir. Dosya kapsamından, bu parsel yönünden sadece ...."ın kabul beyanın bulunduğu, ölü davalı ..."ın mirasçılarının davayı kabul ettiklerini gösterir beyan ya da dilekçelerinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın bu gerekçe ile kabulü isabetsiz olup, Hazinenin bu parsel yönünden davaya müdahil olduğu da dikkate alınarak, işin esasına girilip, toplanacak delillere göre oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksine görüş ve kanaatle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.