18. Ceza Dairesi 2018/7567 E. , 2019/2525 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2-4 ve 62/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2012 tarihli ve 2009/74 esas, 2012/184 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 25/05/2011 tarihli ve 188.902 sayılı TREDAŞ cevabi yazısı ile davaya konu binanın Tredaş İşletme Müdürlüğüne ait Avlanbey Dağıtım Merkezi adı altında Ulaş Trafo Merkezinden gelen enerjiyi Vakıflar Köyü, Ulaş Beldesi ve Marmaracık Beldesi bölgesindeki sanayi abonelerinin elektrik ihtiyacını karşılayan dağıtım merkezi olduğu, normal şartlar altında içinde personel bulunmayan, ihtiyaç duyulması halinde TREDAŞ personelinin içine girerek elektrik açma-kesme işlemlerini yaptığı, işyerinin kanunda kişinin meslek ve sanatını icra ettiği veya ticari faaliyetini gösterdiği yer olarak tanımlanması karşısında; suça konu yerin elektrik dağılımının yapıldığı trafo olduğu, trafoda herhangi bir şekilde mesleki ve ticari faaliyet yürütülemeyeceğinden unsurları itibariyle oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi "Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler." şeklindedir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; işyeri dokunulmazlığının ihlal suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu davası açıldığı, sanıkların aynı mahkemede yargılanıp birlikte TCK"nın 116/2-4 maddelerinden mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, sanıklar ... ve ..."in temyiz etmeleri üzerine 23. Ceza Dairesinin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile hükmün, “Dosya içindeki 25/05/2011 tarihli 188.902 sayılı TREDAŞ cevabi yazısı ile davaya konu binanın Tredaş işletme müdürlüğüne ait Avlanbey Dağıtım Merkezi adı altında Ulaş Trafo Merkezinden gelen enerjiyi Vakıflar Köyü, Ulaş Beldesi ve Marmaracık Beldesi bölgesindeki sanayi abonelerinin elektrik ihtiyacını karşılayan dağıtım merkezi olduğu, normal şartlar altında içinde personel bulunmayan, ihtiyaç duyulması halinde TREDAŞ personelinin içine girerek elektrik açma - kesme işlemlerini yaptığı, işyerinin kanunda kişinin meslek ve sanatını icra ettiği veya ticari faaliyetini gösterdiği yer olarak tanımlanması karşısında; suça konu yerin elektrik dağılımının yapıldığı trafo olduğu, trafoda herhangi bir şekilde mesleki ve ticari faaliyet yürütelemeyeceğinden unsurları itibariyle oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden oluşa uygun olmayan/yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,” gerekçesiyle hükmü temyiz eden sanıklar ... ve ... yönünden bozulduğu, diğer sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında ise temyiz isteminde bulunmamaları nedeniyle cezalarının kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile yapılan bozmanın, aynı suçu temyiz eden sanıklarla birlikte işleyen sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanıkların yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkündür.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.