19. Ceza Dairesi 2020/2032 E. , 2021/4746 K.
"İçtihat Metni"
Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan sanıklar ... ve ..."in 48.210,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına, cezalarının 48 eşit taksitte ödenmesine dair Bartın İcra Ceza Mahkemesinin 18/02/2019 tarihli ve 2017/46 esas, 2019/83 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 13.03.2020 gün ve 3011 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.03.2020 gün ve KYB. 2020/ 36918 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Bartın İcra Ceza Mahkemesinin 18/02/2019 tarihli kararını müteakip, anılan karardaki sanık kelimesinin sanıklar olarak düzeltilmesine ilişkin aynı Mahkemenin 15/03/2019 tarihli ve 2017/46 esas, 2019/83 sayılı ek kararının verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
1- 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1. maddesinde "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur" şeklinde yer alan düzenleme ile 5/2. maddesinde "Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. Birinci fıkra uyarınca hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar. Ancak, hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam eder" şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, yargılamaya konu karşılıksız kalan çekin sanık ... tarafından keşide edilmekle birlikte, söz konusu çeke ait hesabın da adı geçen sanığa ait olduğu, diğer sanık ..."in ise bahsedilen çeki ciro eden ciranta konumunda olduğu ve 5941 sayılı Kanun uyarınca anılan çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü kişilerden olmadığı cihetle, üzerine atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun"un 52/4. maddesinde yer alan "(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir." şeklindeki hükme aykırı olarak mahkemesince hükmedilen adlî para cezasının iki yıllık süreyi aşar şekilde 48 eşit taksitle ödenmesine karar verilmesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma ihbarnamesinde, yerel mahkemece 18.02.2019 tarihinde kurulan hükümden ve 15.03.2019 tarihinde kurulan ek karardan bahsedilmiş ve açıkça hangisinin bozulması gerektiği belirtilmemiştir. Ancak;
5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca, kanun yararına bozmaya konu edilebilecek hüküm veya kararların istinaf veya Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümler olabileceği, buna göre; sanıklar hakkında 18.02.2019 tarihinde istinaf yolu açık olmak üzere kurulan hükmün ve 15.03.2019 tarihinde verilen ek kararın sanıklara aynı tebliğ mazbatasında tebliğ edilmiş ise de; olağan kanun yoluna konu edilebilecek hükmün, ancak 18.02.2019 tarihli cesede kurulan hüküm olabileceği, yerel mahkemece kurulan hükmün, mahkemece dosyadan el çekmek yerine; henüz bir üst yargı merci denetimine tabi olmaksızın sonradan verilen bir ek kararla değiştirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, öte yandan ek kararın gerekçesinde belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurul kararının Yargıtay"ın Dairelerinden biri tarafından temyiz incelemesi üzerine verilen karar başlığındaki maddi yazım hatalarına dair olduğu, ceza yargılamasında tavzih usulünü öngören bir karar olmadığı, dolayısıyla yerel mahkemece 15.03.2019 tarihinde kurulan ek kararın YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNA karar verilerek, kanun yararına bozmaya konu edilen hükmün, sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri olduğu değerlendirilerek;18.02.2019 tarihli hükme ve gerekçeli kararla sınırlı olarak yapılan incelemede;
A-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "1-" numaralı bozma nedenine esas olmak üzere, hükümlü (sanık) ... hakkında kurulan 18.02.2019 tarihli mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede;
Suça konu çek hesabının sanık ... adına olması ve çekin keşidecisinin de ... olması karşısında, çekin arka yüzünde ismi yazılı ciranta olan diğer sanık ..."in 5941 sayılı Kanun kapsamında cezai sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla suça konu çeki ciro etmek dışında bir bağlantısı olmayan sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet ve yasaklama hükmü kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
2-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "2-" numaralı bozma nedenine esas hükümlü (sanık) ... hakkında kurulan 18.02.2019 tarihli mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede ise;
5237 sayılı TCK"nin 52/4. maddesinin;
"...(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir." hükmünü içermesi karşısında;
Kanun yararına bozmaya konu hükümde, sanık ... hakkında neticeten hükmedilen 48.210 TL adli para cezasının, gerekçeli kararın "5-" numaralı maddesinde yazılı "...aylık taksitler halinde takdiren her ay ödenmek koşuluyla 48 eşit taksit halinde ödenmesine..." şeklinde hüküm kurulmasının açıkça kanuna aykırı olduğu,
Öte yandan her iki bozma nedeni yönünde de, mahkemece kurulan hüküm fıkrasında; "şüpheli sanıklar" veya "şüpheli sanık" biçimindeki ibarelerle kovuşturma aşamasında "şüpheli" yerine "sanık" ifadesi kullanılması gerekirken "şüpheli sanık" şeklinde birlikte kullanılması ve sanıklardan hangisi hakkında hüküm kurulduğu hususunda çelişkiye neden olacak şekilde karar verilmesi karşısında, mahkemece yapılan hatanın giderilebilmesi için yeniden hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği her iki nedenle de yerinde görüldüğünden, Bartın İcra Ceza Mahkemesinin 18/02/2019 tarihli ve 2017/46 esas, 2019/83 karar sayılı kararının, CMK"nun 309/4-a maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre; müteakip işlemlerin mahallinde yerel mahkemece yerine getirilmesine, 21.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.