
Esas No: 2014/4842
Karar No: 2016/11850
Karar Tarihi: 22.12.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/4842 Esas 2016/11850 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı şirketlere sigortalı bulunan iş yerinde meydana gelen yangın olayı sonucu uğranılan hasar bedelinin, usulüne uygun müracaata rağmen ödenmediğini ileri sürerek, (38.360.200.000 TL"nın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, poliçe primlerinin ödenmemesi sebebi ile poliçelerin iptal edildiğini ileri sürerek ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu sigorta poliçesinin peşinat ve ilk prim taksidinin ödendiğinin ispat yükümlülüğünün davacıya ait bulunduğu, poliçenin teslim edilmesinin bu yükümlülüğün yer değiştirmesini gerektirmeyeceği, davacının ödeme iddiasının dayandığı çeklerin dava konusu poliçe ile ilgisinin olmadığı, bu çeklerin dava konusu poliçenin iptal edilip davacı borcundan düşüldükten sonra başka poliçeler nedeniyle verildiği ve o poliçe borçlarına mahsup edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 2008/2154 Esas, 2009/6270 Karar sayılı ve 25.05.2009 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasından sonra davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, iş yeri sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, taraflar arasında 30.11.1999-30.11.2000 tarihleri arasında geçerli olmak üzere iş yeri sigorta sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı vekilince 03.03.2000 tarihinde meydana gelen yangın sebebi ile iş yerinde meydana gelen hasarın tazmini talep edilmiş, davalı tarafça davacı ile davalı acente arasında düzenlenmiş başka sigorta sözleşmelerinin de bulunduğu, dava konusu sigorta sözleşmesinde belirtilen prim peşinatı ve taksit tarih ve miktarları ile davacının prim ödeme amacıyla verdiğini iddia ettiği çeklerin keşide tarih ve miktarlarının birbiriyle uyumlu olmadığı, poliçe primlerinin yatırılmaması sebebi ile poliçenin iptal edildiği savunulmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, anılan karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 2008/2154 E-2009/6270 K sayılı ilamı ile “ ...mahkemece, dava konusu çeklerin olay tarihinden sonraki tarihleri taşısalar da gerçekte davalı acenteye ne zaman verildikleri araştırılmalıdır. Zira verildikleri tarih itibariyle karşılıklarının bulunması kaydıyla davalı acente tarafından tahsil edilmeleri mümkündür. Çeklerin ne zaman verildiğinin ve verildiği tarih itibariyle karşılıklarının bulunup bulunmadığının ispat yükümlülüğü davacıdadır. Bu araştırma sonucunda çeklerin olay tarihinden önce verildiği ve verildikleri tarih itibariyle karşılıklarının bulunduğu anlaşılırsa, bu kez anılan çeklerin dava konusu poliçeye ilişkin prim borcunu ödemeyi amaçladığı kabul edilmeli aksinin, yani başka bir poliçenin prim borcunun tahsili amacına yönelik olduğunun ispat külfeti davalı tarafa yüklenmelidir. Ayrıca, davacı tarafından olay tarihi itibariyle davalı acenteye hiçbir poliçeden dolayı prim borcunun bulunmadığı da iddia edilmiştir. Bu durumda davacı ile davalı acentenin defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda, dava konusu sigorta poliçesi de dahil davacının hiçbir poliçeden dolayı davalı acenteye prim borcunun bulunmadığının kesin olarak tespit edilmesi halinde, işbu davanın konusu olan poliçenin peşinatının ve ilk üç taksitinin ödendiğinin de kabulü gerekecektir...” denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra alınan 14.11.2011 tarihli bilirkişiler kurulu ek raporunda; davacının defter kayıtlarına ve davacının iddiasına göre çeklerin veriliş tarihinin 05.02.2000 tarihi olduğu, bu
tarihte davacının hesap bakiyesinin çek bedelini ödemeye uygun değilse de bu tarihten sonraki olay tarihine kadar geçen zaman aralığında hesap bakiyesinin çoğunlukla uygun olduğunu, davacı tarafın defterlerinin ve belgelerinin düzensiz tutulmuş olduğunu ve yasal delil kudretine haiz olmadıklarını belirtmişlerdir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun (TTK) 82. maddesi gereğince ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için usulüne uygun şekilde tutulmuş olması ve usulüne uygun şekilde onaylarının yapılmış olması gerekmektedir. Somut olayda; davacının defterlerinin usulüne uygun olmadığının anlaşılmış olmasına göre 6762 sayılı TTK"nın 84.maddesi gereğince ancak aleyhine delil teşkil edebilecektir. Bu kapsamda davaya konu poliçe prim bedeline karşılık olarak verildiği iddia edilen çeklerin riziko tarihinden önce verildiğini davacı defterlerince ispat edildiğinin kabulü doğru değildir. Sonuç olarak yukarıda anılan bozma ilamında poliçe prim bedellerinin karşılığı olduğu iddia edilen çeklerin riziko tarihinden önce davalıya verildiğinin ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilmiş olup davacı çeklerin rizikodan önce verildiğini ispatlayamamıştır. Davacı 6762 sayılı TTK"nın 83. maddesi gereğince münhasıran davalı tarafın defterlerine de dayanmış değildir.
Bu durumda, ispat yükünü yerine getiremeyerek davasını ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ...Ş. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş"ne geri verilmesine 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.