17. Hukuk Dairesi 2014/14067 E. , 2016/11849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı davalıya ait aracın alkollü sürücünün sevk ve idaresinde iken gerçekleşen kazasında araçta bulunan ..."ün yaralandığını, hak sahibine toplam 231.000,00 TL ödeme yapıldığını açıklayıp ödenenin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nin 448. maddesi uyarınca yürütülen dava için HMK 120/II ve GAT"nin 4. maddesi gereğince hesaplanan gider avansının 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması için davacı yana süre verilmesine karşın bu süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı, HMK"nin 114/1-g bendinde öngörülen dava şartının bulunmaması gerekçesiyle HMK"nin 115/II. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK"nın 1301. maddesine dayanılarak açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde; dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır (Yön. m. 45/3).
Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir ( YHGK"nın 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.).
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; mahkemece 05.12.2013 tarihinde verilen ara kararı üzerine bilirkişi ve posta giderinin yatırılması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiş, kesin süreye ilişkin ihtar tebliğ edilmeksizin sonraki oturumda yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, olayda dilekçelerin teati aşamasının geçilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, mahkemece kurulan ara kararın HMK’nin 324. maddesi uyarınca gider avansının tamamlatılması değil delil avansının tamamlanması niteliğindedir. Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen süre de delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.
Kaldı ki, kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtarı ve tebliği gerekli olup mahkemece bu husus yerine getirilmediğinden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.